Şanlıurfa'da dezavantajlı kadınlar, gönüllü akademisyenlerin kontrolünde, yörenin vazgeçilmezi, acısıyla bilinen isotu kurdukları kooperatif bünyesinde üretmeye başladı. GAP Bölge Kalkınma İdaresi, Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Şanlıurfa İl Müdürlüğü ve Harran Üniversitesi (HRÜ) iş birliğiyle Kadın Ellerle Evsel Üretimi Geliştirme Projesi uygulamaya konuldu. Proje kapsamda kentin en önemli lezzetlerinin başında gelen ve geleneksel yöntemlerle üretimi yapılan isotun daha kaliteli, hijyenik ve bilimsel koşullarda 2 yıl boyunca elde edilmesini sağladı. Şehirde ekonomik durumu iyi olmayan kadınların aile bütçesine katkı sunmasını sağlayan proje kapsamında bu yıl Kadın Eller Kooperatifi kuruldu. Harran Üniversitesinden gönüllü akademisyenler de kadınların bin bir zahmetle ürettikleri isotların laboratuvarlarında test edildikten sonra piyasaya sunulmasını sağlıyor. Şu anda 15 kadının gücünü birleştirdiği kooperatifin hedefinde ise ürün çeşidini artırarak daha kaliteli isotun üretilmesine katkı sunmak var. - "Bu mevsimde 40 ton üretim planlanıyor" Kadın Eller Kooperatifi Üretim Şefi gıda mühendisi Aslı Melik, AA muhabirine, kadınlara üretim öncesi akademisyenlerin de desteğiyle 5 ay eğitim verdiklerini söyledi. Projenin başından itibaren ürettikleri isotların çok beğenildiğini belirten Melik, talepleri yetiştirmekte zaman zaman zorlandıklarını dile getirdi. Melik, kooperatif bünyesinde çalışan kadınların azminin ve heyecanının arttığını vurgulayarak, "Kadınların desteğiyle kooperatif kurmaya karar verdik. Bunun ilk adımlarını attık. Şu an kooperatif bünyesinde çalışıyoruz, bir aylık süreçte 15 ton biber üretimimiz oldu. Bu mevsimde 40 ton biber üretimi planlıyoruz. 3 renk isot çeşidi ile isot reçeli (biber reçeli) üretiyoruz." dedi. - "Manevi yönü bizim için önemli" Kadınlardan Türkan Taş da kooperatif sayesinde gelirlerinin ve dayanışmalarının artacağını kaydederek, "Bu maddi ve manevi olarak tam bir kadın dayanışmasıdır. Manevi yönü bizim için çok daha önemlidir, burada çalışma saatlerimiz biraz daha esnek, herhangi bir fabrikadaki gibi zorunlu çalışma saatleri yok. Bizim gibi kadınların daha esnek ve hijyenik ortamlarda çalışması önem taşıyor. Kendi emeğimizin gücüyle yapabileceğimize inanıyoruz." diye konuştu. İsmet Tahtasız ise kadınların istihdamı açısından kooperatifin önemli olduğunu söyledi. Projenin başında işin kooperatifleşme boyutuna geleceğine inanmadığını anlatan Tahtasız, "Açıkçası bu işin bu kadar ilerleyeceğini düşünmüyordum. Proje amaçlı katılmıştım, kooperatif kuruldu biz de güçlerimizi birleştirdik. İnşallah daha da iyi yere gelir, işimizi ilerletmek istiyoruz." ifadesini kullandı. - Ürün yelpazesi genişleyecek Projenin koordinatörü ve Harran Üniversitesi Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sedat Benek ise şehirde yıllardır geleneksel yöntemlerle isot üretiminin yapıldığını söyledi. "Urfalıların Meşhur Baharatı Urfa İsotu" adlı bir kitap yazan ve "Topraktan Sofraya Urfa İsotu" isimli bir de belgesel hazırlayan Benek, kadınlarla belli bir kaliteyi yakaladıktan sonra kooperatifleşmeye karar verdiklerini vurguladı. Benek, "Bütün hazırlıklarımızı yaparak kooperatifimizi kurduk. Şu anda kooperatifin ana hedefi bünyesinde ürün yelpazesini genişletip yolumuza devam etmektir. Kadın kooperatifimizin üretim hacmini ve ürün yelpazesini genişleteceğiz. Sanal ticaret ile de ürünlerimizin hem satışını hem markalaşmasını artırmayı planlıyoruz. Herkesin gönül rahatlığıyla hijyenik ürünlerin sofrasına ulaştığından emin olmasını istiyoruz." diye konuştu.