TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, komisyon başkanvekili Recai Berber ile düzenlediği basın toplantısında, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Hollanda ziyaretinin diplomatik teamüllere aykırı şekilde engellendiğini anımsattı.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Kaya ile Hollanda'daki diplomatik personele yapılan muamelenin Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi ile Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesine ve uluslararası hukuk düzenlemelerine aykırı olduğunu dile getiren Gülpınar, Kaya'nın ziyareti sırasında Rotterdam Konsolosluğu önünde toplanan Türk vatandaşlarına orantısız güç kullanıldığına ve 7 kişinin yaralandığına dikkati çekti.

Gülpınar, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarına yönelik bu kötü muamelenin temel insan haklarının olduğu kadar Hollanda'nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden kaynaklanan yükümlülüklerinin ve uluslararası sorumluluklarının ihlali olduğunu ifade etti.

Gülpınar, "Bizler AB Uyum Komisyonu Başkanlık Divanı ve Karma Parlamento Komisyonu üyeleri olarak komisyonumuzun CHP ve MHP'li üyelerinin de desteğiyle, Hollanda makamlarının dost ve müttefik ülkenin bakanlarına, diplomatik ve konsüler temsilcilerine, Türk toplumuna yaptığı çirkin ve kabul edilemez muameleyi en sert şekilde kınar, bununla birlikte Hollanda halkıyla dostluğumuzun baki olduğunu da vurgularız." diye konuştu.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Gülpınar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Sayın Dışişleri Bakanımız Hollanda'ya gittiğinde bizim büyükelçimiz neredeydi? Nerede bu büyükelçi?" şeklinde açıklama yaptığının belirtilmesi üzerine, kendisinin bu konuda bilgi sahibi olmasının mümkün olmadığını, bunun Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun bileceği konu olduğunu söyledi.

Hollanda ile yaşanan krizin ardından mülteci anlaşmasının askıya alınabileceği değerlendirmelerine ilişkin görüşü sorulan Gülpınar, şu ifadeleri kullandı:

"Mülteci Anlaşması karşılıklı mutabakata varmamız sonucu uygulamaya konulan bir süreçti. Vize serbestisi konusunda AB ile yapılan anlaşma neticesinde bizim de mülteciler konusunda daha sıkı tedbirler almamız öngörülüyordu. AB'nin maalesef sözleşmeye çok da fazla sadık kalmadığını ilerleyen dönemlerde gördük. Bunun çifte standartlı uygulama olduğunu müşahede ettik. Bizimle aynı şekilde vize serbestisine başlayan çeşitli ülkeler, özellikle en son Gürcistan bu serbestiyi elde etti. Diğer taraftan Kosova da bizimle aynı durumda. Kosova'ya başka kriterlerin dayatıldığını yakın zamanda müşahede ettik. Aynı uygulamayı Türkiye'ye de yapmaya çalıştılar. Biz onlara defaatle bazı şeylerin mümkün olmadığını ve imzalanan anlaşmaya aykırı olduğunu ifade ettik. Bugün maalesef anlaşmaya uymayan bir taraf söz konusu. Anlaşmaya uymayan bir taraf olunca diğer taraf da anlaşmayı çek etmek durumunda. Önümüzdeki günlerde sanırım yürütme daha sağlıklı karar verecektir. Hep birlikte izleyip göreceğiz."

Gülpınar, 16 Mart'ın Halepçe katliamının yıl dönümü olduğu anımsatılarak, "HDP'nin katliamın soykırım olarak resmen tanınmasını istemesine AK Parti'nin nasıl yaklaştığı" sorusunu yanıtlarken, parti adına konuşamayacağını, ancak Şanlıurfa Milletvekili olarak geçmişte bu konudaki görüşlerini açıkladığını belirtti.

Halepçe katliamının insanlıkla ilgili mesele olduğunun altını çizen Gülpınar, "Hiçbir şekilde bir daha yaşanmasını temenni etmediğimiz ve aklımıza dahi getirmek istemediğimiz çok acı bir olay yaşandı. Belki ileriki nesillerin bu acı olayı unutulmaması için çeşitli tedbirler alınabilir. Anma günleri olabilir. Bunu insanlığa unutturmamak lazım." dedi.