''Zorunlu Açıklama'' başlıklı yazı da, İHH'ya yöneltilen eleştirilere Başkan Bahçet Atila yanıt verdi;

İşte o açıklama;

Son zamanlarda gerek sosyal medya ve gerek özel mesajlarda bazı kişi ve çevrelerin muhacirlere yardım dağıtımlarımızdan duydukları rahatsızlık ve verdikleri tepkiye binaen kamuoyunu aydınlatmak amacı ile kaleme aldığımız bu tespitlerin dikkatlice okunmasını istirham ederiz.

İHH İnsani Yardım Vakfı Temsilciliği ve Şanlıurfa İHH İYD olarak son zamanlarda eleştirildiğimiz konu başlıklarını, sık sorulan soruları ve cevaplarımızı kamuoyuyla saygılarımızla paylaşıyoruz.

1)      İHH neden sadece Suriyelilere yardım yapıyor?

Cevap: Kesinlikle yanlış bilgidir. Yerli ailelerimize de yardım yapıyoruz. Çok merak edenler olursa Şanlıurfa Esentepe Mah. 299.sokaktaki Vakıf Temsilciliğimize veya Şanlıurfa İHH Derneğimize gelerek yardım yaptığımız yerli ailelerimizin bazı bilgilerini özelde paylaşabiliriz. An itibariyle Ş.Urfa’da 689 Urfalı yerli yetim ve 348 Suriyeli yetime sponsorluk sistemi ile düzenli nakdi yardım yapmaktayız. Yani son bir yılda yerli yetim ailelerimize 826.800 tl (eski para ile sekizyüzyirmialtımilyarsekizyüztl) yardım yaptık. Lakin paraları teslim etme şeklimiz ayrıdır. Yerli yetim ailelerimize bankalarda hesap açtırdığımız için onları genelde bir araya toplayıp program yapmıyoruz. Onlar, gönderdiğimiz nakdi yardımı istediği zaman gidip bankalardaki hesaplardan alabiliyor/alıyorlar. Lakin Suriyeli aileler hesap açamadıkları için mecburen bir araya toplayıp bir program çerçevesinde elden teslim ediyoruz. Bu bahsettiğimiz sponsorluk sistemi ile nakdi yardımlar. Bir de ayni yardımlar var. Onları da kısmen aşağıda yani bir sonraki madde de sebepleri ile belirtiyoruz.

2)      İHH Urfa’da Suriyelilere daha çok yardım yapıyor. Yerli fakir ve yetim ailelere üvey evlat muamelesi yapıyor. 

Cevap: Suriyelilere daha çok yardım yaptığımız doğrudur, Yerli fakir ve yetim ailelere üvey evlat muamelesi yaptığımız bilgisi ise yanlıştır. Şöyle ki; 6.5 yıl önce yanı başımızdaki ülkede bir savaş başladı ve oradaki müslümanlar kimi eşini, kimi çocuğunu, kimi aile fertlerinin çoğunu bu savaşta kaybetti ve can havli ile kendini komşu müslüman ülkeye(Türkiye’ye) attı. Çünkü inancımızda Hicret diye bir durum/hal vardır. Mesela batı veya diğer medeniyetlerde/inançlarda muhacir-ensar diye bir kavram yoktur. Aylan bebek ya da Ümran bebeklerden dolayı bizim batıya sitem etme hakkımız yoktur diye düşünüyorum. Çünkü onların lugatlarında/ ferhenglerinde/ sözlüklerinde ensar veya muhacir diye sözcükleri yoktur. Bizler de sizlerin destekleri/yardımları ile bu muhacir kardeşlerimize yardımcı olmaya çalıştık, ama yük ağırdı, yardımlarımız kâfi gelmedi. Bunu duyan İslam coğrafyalarındaki diğer kardeşlerimiz Suriyeli ve Iraklı muhacirlere yardımcı olmamız için yardımımıza koştular. Yardım kalemlerimiz ve miktarları elhamdülillah çoktur. Biz de yüzlerce örneği var ama sadece bir iki tanesini sizinle paylaşalım ki daha fazla zamanınınızı almayalım. Anlayan/anlamak isteyen için birkaç misal kafi olsa gerek. Mesela Pakistanlı müslümanlar Urfa’daki Suriyeli muhacirlere günde 50.000 adet ekmek dağıtmamıza hatta Ramazan ayında bunu 75.000 adede çıkarmamızı ve Çok fakir 20 aile reisine çalışıp nafakalarını çıkarmak için20 adet simit/tatlı seyyar aracı vermemize sponsor oldular. Güney Afrikalı müslümanlar ise bazı muhacirlere ev kiralamamıza ve 3.250 (üçbinikiyüzelli) Suriyeli yetime giysi yardımı yapmamıza sponsor oldular. İngiltere’deki ve diğer bazı Avrupa ülkelerindeki müslümanlar ise 400 Suriyeli yetimine giysi yardımı için sponsor oldular. Bu sponsorlarımızın şartı şu idi; “bu yardımları muhacirlere yapacaksınız.” Bize gelen serbest bağışların bir kısmı ve yerli yetim şartı ile gelen bağışlarla ise ancak 1.500 yerli yetimimize giysi alabildik. Yani toplam Suriyeli 3.650 yetimi giydirirken yerli 1.500 yetimi ancak giydirdik. Bize gelen şartlı bağışların şartlarına uymak dini bir yükümlülüktür, emanete sadaktır, bağışçıya saygıdır. En önemlisi hak/kukuk meselesidir. Bu özellik İHH’yı İHH yapan sebeplerden biri budur. Mesela Filistinli yetimler için gelen bir bağışı Şırnak’taki yetime göndermez. Ya da Hakkâri’deki yetim için yapılan bir bağışı Somali’deki yetime göndermez. Veya Su kuyusu için gelen bağış Katarakt ameliyatı için kullanılamaz 

3)      Suriyelilere bu kadar yardım yapıyorsunuz, acaba bizim başımıza böyle bir şey/savaş gelseydi Suriyeliler de bize böyle yardım ederler miydi?

Cevap: Biz bunun şeytani bir vesvese olduğuna inanıyoruz. Farazi/Olmayan bir şey üzerinden hüküm vermeye çalışılıyor. Bizim bu konudaki bakışımız nettir ve şudur; Biz yarın başımıza bir şey gelirse Suriyeliler de bize yardım etsin, bize baksınlar diye yardım yapmıyoruz. Biz İnsan ve müslüman olduğumuz için bu yardımları yapıyoruz. Yapmamızın da vacip olduğuna inananlardanız. Yani biz dünyalık bir ticaret olan “yarın onlarda bize baksın” düşüncesiyle değil ecrimizi Allahtan bekleyerek yapıyoruz.

4)      Bu Suriyeliler geldiklerinden beri işçilik amelelik vs ücretleri çok düştü. 60 tl lik işçilik ücretimiz şimdilerde 30-40 tl olmuş. Yani günde 20-30 tl kaybımız var. Kovun bunları gitsin, neden kovmuyorsunuz?

Cevap: Onlar muhacirdirler. Vatanlarını, evlerini, çoluk çocuğunu kaybettiler, çok büyük travmalar yaşadılar. Onlar çocuklarını ve evlerini kaybederken din kardeşi olan bizlerin 20-30 tl kaybetmesi normal değil mi? Medineli müslümanlar(ensar) mallarının yarısını muhacirlerle(Mekkeli Müslümanlarla) paylaşmamış mıydı? Ha, diyeceksiniz ki bu muhacir(Suriyeli) o muhacir(Mekkeli) mi? O halde biz de soralım biz(Urfalılar) o ensar(Medineli) mıyız?  Yok 20-30 tl kaybetmemiz normal değil diyenler mesela şöyle bir yol izleyebilirler; Dua edebilir, Suriye’de savaş bitsin, bu insanlar memleketlerine dönsün ve Urfa’da da savaş çıksın çoluk çocuklarımızla ölelim kalanlarımız da Suriye’ye, Halep’e muhacir oluşun, çocuklarına orada bakabilmek için orada çok ucuza çalışsın onların amelelik ücretlerini düşürsünler(öcünü alsınlar). (Allah muhafaza)

5)      İHH neden Suriye medreselerine daha çok önem ve yardım veriyor?

Cevap: Yerli medreselerimize de yardımcı oluyoruz ama Suriyeli medreseler daha çok ihtiyaç sahibi olduklarından ve bağışların şartı göz önüne alındığında Suriyeli medreselere daha çok yardım yaptığımız doğrudur. Ama ikisine de önem veriyoruz. Mesela geçen hafta Hem Suriyeli Hem Yerli âlimlerimiz için özel iftar programı yaptık. Gayet de memnun oldular elhamdülillah.

6)      Yardım ettiğiniz tüm Suriyeliler dürüst mü?

Cevap: Hepsinin dürüst olduğunu iddia etmiyoruz. Ama hepsinin dürüst olmasını arzu ediyoruz. Yardımları ihtiyaç derecelerine/durumlarına göre yapıyoruz.

Neden Suriyelilere bu kadar yardım yapıyorsunuz diyenler Eyyübiye’de kendisine yardım ettiğimiz bir yetim annemiz ve yetim oğlu kadar olamadılar. Gerçi biz de henüz olamadık ayrı konu ama!  Nasıl mı?

15 Haziran 2017 Perşembe günü yani 10 gün önce Şanlıurfa/Eyyübiye deki Hayati Harrani Gençlik Merkezi’nin Salonunda 350 yerli ailemize Ramazan Kumanyası(gıda kolisi) ve Çocuk paketi dağıtıyorduk. Ekteki fotoğraflar da bu programdan birkaç karedir. Dağıtmazdan önce salonda 5 dakika bu yerli annelerimize ve bacılarımızla yardımlar hakkında biraz bilgi veriyorduk. Ensar ve muhacirlik konusunu biraz anlatayım dedim ve söze başladım bir şeyler anlattım, bir yetim annemiz elini kaldırıp söz hakkı istedi, sözü kendisine verdim ve bakın ne dedi;

-          Hocam kısa bir süre önce 10 yaşındaki oğlum biraz rahatsızdı ama önemli bir şeyi yoktu ve ben de müsait olmadığımdan dolayı çocuğu yalnız hastaneye gönderdim. Gönderirken 10 tl de cebine koydum, “oğlum olur da acıkırsan kendine kantinden bir şeyler alıp ye” dedim ve gönderdim.  Çocuk 1 saat sonra geldi, rengi benzi atmış. “Anne bana yemek ver çok acıkmışım” dedi. Ben de “oğlum san para verdim madem çok acıktın o parayla bir şeyler yeseydin ya” dedim. Çocuk ağlamaklı oldu ve dediki anne hastaneye parmağı kopmuş benim yaşlarda bir Suriyeli çocuk getirdiler çocuk çok ağlıyordu ailesinin de üstü başı pekiyi değildi. Ben 5 liraya bir dürüm yapıp çocuğa verdim ama hala ağlıyordu, dayanadım kalan 5 lira mı da cebine koydum geldim. Anlayacağın bende para kalmadığı için yemek yemedim. Bana çabuk yemek getir” dedi.

Ben de dedim ki anneciğim ve değerli bacılarım artık bir şey anlatmam abes olur. O yavrumuz davranışı hepimize örnek olsun çünkü o ensarlığın zirvesi. Hepimiz ona ulaşmaya çalışalım.

Az kalsın unutacaktım, Suriyelilere yardım etmemize tepki gösteren kardeşlerimiz, yerli ailelerimize de daha çok yardım yapabilmemiz için bize yerli şartlı bağışta bulunarak bizleri deneyebilirler.

Komuoyunu aydınlatmak için bayram gecesi oturup bu satırları kaleme aldım. Bir bayram mesajı ile bitirelim.

Başta tüm islam âleminin, tüm halkımız, Mazlumaların, Bağışçılarımızın, Personellerimizin, Gönüllülerimizin hasseten de tüm yetim ailelerimizin(Türkiyeli-Urfalı-Suriyeli-Iraklı-Filistinli vs), Suriyelilere yardım yapmamızdan rahatsız olan tüm kardeşlerimizin, , 10 lirasını Suriyeli çocuğa bağışlayan yetimimizin, parmağı kopan Suriyeli çocuğun, Eyyübiye’de oturan bombadan iki gözünü kaybeden Suriyeli Bilal’in, Bilal’in aynı patlamada kolunu kaybeden küçük kardeşi Ali’nin, Bamyasuyu’nda oturan 5 oğlunu şehit veren Ebu Quteybe’nin, Bağlarbaşı’nda oturan 8 çocuğu şehit olan ebu Yusuf’un, iki oğlu olup ikisini de şehit veren Ummu Muhammedin, iki kolu ve bir bacağını kaybeden ebu Hamza’nın, Urfa’daki 10.000 Suriyeli ve 5000 yerli yetimin, Urfa’daki 250 kayıp ailenin, 1.500 şehit ailesinin, Seyit Kutup’un kitabını okurken yakalanıp 16 yıl Esad zindanlarında kalan ve Urfa’ya muhacir olarak gelen ebu Dücane’nin ve Urfa’daki 600 bin muhacir ile onlara ensar olmaya çalışan Urfa halkının bayramını tebrik ederim.

Allah Suriyeli/Iraklı kardeşlerimize muhacirliğin hakkını, bizlere de ensarlığın hakkını verenlerden eylesin.''