TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, TBMM Şeref Holü'nde düzenlenen Trabzon'a İstiklal Madalyası Takdim Töreni'nde yaptığı konuşmada, böylesine önemli bir törenin parçası olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bugünkü törenle gecikmiş bir vefanın ve takdirin ortaya konulduğuna işaret eden Kurtulmuş, 101 yıl önce imzalanmış bir beratın, İstiklal Madalyası'yla Trabzon'a teslim edilmesinin kendileri için de tarihi bir sorumluluğun tamamlanması olduğunu söyledi.
Kurtulmuş, bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Milli Mücadele'nin bütün kahramanlarını rahmetle ve minnetle anarak, "İstiklal Harbi'mizin ve arkasından milli kurtuluş mücadelemizin bize öğrettikleriyle yolumuza devam ediyoruz." ifadesini kullandı.
Samsun'a da iki hafta önce düzenlenen törenle İstiklal Madalyası tevdi edildiğini anımsatan Kurtulmuş, Trabzon'a da İstiklal Madalyası'nın verilmesiyle bir halkanın daha tamamlandığını kaydetti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, tarihi, bugünün şartlarında okumanın ve anlamaya çalışmanın kolay olduğuna, o günün şartlarında anlamanın gerekliliğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Nice yoklukların, nice yoksullukların olduğu bir dönemde, gerçekten her şeyi bir tarafa bırakarak, İstiklal Mücadele'mize omuz vermiş, Milli Mücadele'mize destek vermiş her bir büyüğümüzü hakikaten rahmetle, şükranla her gün yad etmek durumundayız. O zor şartlar içerisinde, imkansızı mümkün hale getiren o büyük iradeyi ortaya koydukları için her birisinin hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz."
Milli Mücadele'nin birçok özelliği olduğuna ve bunların içerisindeki temel özelliklere değinen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bunlardan birincisi, birlik ruhu, dayanışma ruhudur. Trabzon Müdafaai Hukuki Milliye Cemiyeti başta olmak üzere, Anadolu'nun dört bir tarafında kurulmuş müdafaai hukuk cemiyetlerinin en temel özelliği, vatan topraklarının birliğini, bütünlüğünü savunmak ve mücadeleyi birlikte organize ederek yola devam etmekti. Bu çerçevede birlik ruhu her zaman bizim için millet olarak önde tutmamız, önemsememiz gereken en temel hususlardan birisidir. Bu birlik ruhu olduğu için nihayetinde bağımsızlığa giden yolun daha kolay aşıldığını görüyoruz."
Kurtulmuş, Milli Mücadele'nin bir diğer özelliğinin ise özgürlük olduğunu söyleyerek, "Hiçbir şart altında özgürlüğünden ödün vermemiş, başkasına kul, köle olmamış bir milletiz. Onun için bu milletin özgürlüğü en temel milli karakteristiklerinden birisidir. Eğer öyle olmasaydı, birçok başka millet gibi o zor şartlar altında, yedi düvele boyun eğer, onların önünde diz çöker ve kurtuluş mücadelemizi veremezdik." diye konuştu.
Milli ruhun en temel hasletlerinden özgürlüğe düşkünlüğün siyasal alanda da emperyalizme karşı bir mücadele olarak ortaya çıktığını ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne giden yolu kısalttığını kaydeden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu çerçevede o günün zor şartları altında sadece bir milli kurtuluş mücadelesi vermedik, Trabzon'un, Samsun'un, İnebolu'nun mavnacıları o zor şartlar altında, o muazzam lojistik desteği ortaya koyarken, aslında bütün dünya milletlerine, emperyalizmin, müstevlilerin boyunduruğu altında yaşayan bütün dünya milletlerine örnek olacak bir çabanın da ateşini yaktılar. Onun için bu büyük fedakarlığın sadece bizim milletimiz bakımından değil, emperyalizme karşı mücadele veren bütün milletler için de unutulmaz bir altın sayfa olarak tarihteki yerini aldığını biliyoruz."
Kurtulmuş, bir başka önemli özelliğin "milli egemenliği önemseme ruhunu öne çıkartmak" olduğuna değinerek, o günün zor şartlarında kendi kendini yönetme hissiyatına sahip olabilmenin kolay bir haslet olmadığına dikkati çekti.
O günün şartlarında, birilerinin mandacılığı teklif ettiği dönemde Anadolu insanının buna asla fırsat vermediğini vurgulayan Kurtulmuş, "'İşimiz kolay olur, falanca büyük devletin dediklerini yapalım' diyerek ahkam kesen o günün nice adı büyük isimleri vardı ama onlara bu millet asla pabuç bırakmamış, mandacılığı, esaretin en kötü halkası olarak kabul etmiştir." sözlerini sarf etti.
Kurtulmuş, bunlar gerçekleştirildiği için yedi düvele karşı mücadele edildiğini ve bağımsızlığın ortaya çıkabildiğini anlatarak, "İnşallah bu dört temel özelliğimizi hiç unutmadan yolumuza devam edeceğiz. Önümüze hangi engel çıkarsa çıksın bu engelleri aşarak Allah'ın izniyle Türkiye'yi daha güçlü, daha büyük ve daha müreffeh bir ülke haline getirmek için gayretimizi artıracağız." dedi.
Tarihin belli aralıklarla bir tekrardan ibaret olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, bir asır önceki şartlar ne kadar zor ve keskin birtakım sonuçları ortaya çıkarıyorsa, bugünkü dönemin de o günlerin şartlarına benzediğini anlattı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Anadolu'yu tarih boyunca herkesin gözünü diktiği "dünyanın altın halkalarından biri" şeklinde niteleyerek, şu ifadeleri kullandı:
"Şimdi yine aynı şekilde çevremizin ateş çemberi haline döndüğü, hatta maalesef ateş çemberi lafının da artık yetersiz kaldığı, özellikle Orta Doğu'daki gelişmeler çerçevesinde siyonist yönetimin akılalmaz oyunları ve işgal stratejileriyle bir cehennem çukuruna döndürüldüğü bu Orta Doğu'da dimdik ayakta durmak mecburiyetindeyiz. Bunun yolu 101 sene evvelki ecdadımızın sahip olduğu o ruha sahip olmaktan geçiyor. Özgürlüğümüze düşkün olmaktan, emperyalizme hiçbir şekilde yol vermemekten, birlikten, beraberlikten, vahdetten ve hep birlikte aynı hedefe yürümekten geçiyor. Belki bütün bunlarla birlikte milli egemenlikten başka hiçbir egemenliğe boyun eğmemekten geçiyor."
İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez" dizelerinden hareketle Kurtulmuş, "Bu millet, birlikte hareket etmek, birlikte olmak, arasındaki ayrılıkları, ihtilafları gidermek mecburiyetindedir. Bu çerçevede Terörsüz Türkiye olarak ortaya koyduğumuz, 100 yıllık Cumhuriyet tarihimizin 50 yılını işgal eden ve maalesef Türkiye'nin ayaklarına bir pranga gibi vurulan terörün sona erdirilmesi, Türkiye'de tam manasıyla birliğin, beraberliğin, kardeşliğin sağlanması için bir büyük çabanın içerisindeyiz." diye konuştu.
Trabzonluların milli konulardaki hassasiyetini bildiğini belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Şundan rahat olun, emin olun. Birilerinin kafa karıştırmasına müsaade etmeyin. Bu süreç içerisinde terör örgütüyle hiçbir pazarlık yapılmamış ve bundan sonra da yapılmayacaktır. Şehitlerimizin ruhunu muazzep edecek hiçbir adım atılmamış ve atılmayacaktır. Trabzon'un unutulmaz evladı Eren Bülbül'ün hakkını, hukukunu ihlal edecek hiçbir söze fırsat verilmeyecektir."
Kurtulmuş, terör örgütünün kendini feshini ilan etmesi ve silahlarını bırakmaya başlamasıyla TBMM olarak üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirerek, Türkiye'de oy veren yurttaşların yaklaşık yüzde 95'inin temsil edildiği, 11 siyasi partinin içinde olduğu bir komisyonla millet adına duruma vaziyet etmeye gayret ettiklerini dile getirdi.
İşlerinin zor olduğunun farkında olduklarına dikkati çeken Kurtulmuş, "Türkiye bir daha terör belasıyla uğraşmayacak. Elin oğlu bu ülkenin evlatlarına karşı sinsi planlar içerisinde olmayacak, olamayacak. Bunun için gayret sarf ediyoruz. Dünkü toplantılardan birisinde dinlediğimiz STK'lerden birisinin temsilcisi bir hanımefendi şunu söyledi, 'Biz evlatlarımızı gömmek yerine silahları gömmeyi esas almak zorundayız.' İnşallah bu milletin çocukları daha şehit olmayacak, bu milletin çocukları ölmeyecek." sözlerini sarf etti.
"Biz bir oldukça bu ülkenin sırtını yere getirecek hiçbir güç yoktur"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, bu tarihi dönemeçte hep birlikte olmak, Türkiye'deki birliği ve beraberliği çok daha güçlü bir hale getirmek için herkese sorumluluklar düştüğünü vurguladı.
Bu süreci geride bırakarak bundan sonraki dönemde de istiklal ruhunu demokratikleşmeyle taçlandıracaklarını aktararak, şöyle devam etti:
"İstiklal ruhumuzu tam manasıyla demokratik standartları yüksek bir Türkiye'yi inşa ederek daha güçlü bir hale getireceğiz. Direniş mirasımızı kalkınma ile taçlandıracağız. Bağımsızlık idealimizi, özgürlüklerimizi artırarak taçlandıracağız ve bütün bunların üzerinde birleşen, bütünleşen güçlü bir Türkiye olarak yolumuza devam edeceğiz. Şunu söylemek istiyorum özetle... Bu coğrafyada dün de güçsüz olduğunuz zaman ayakta durmanız mümkün değildi, bugün de güçsüz olursanız ayakta durmanız mümkün değildir. Güçlü olmanın ilk şartı da iç cepheyi tahkim etmek, özgürlüklere, milli egemenliğe sahip çıkmak ama birlik ve beraberliğimizi tahkim etmektir. Biz bir oldukça, beraber oldukça, bu ülkenin her bir yerinde insanlarımız huzur ve güvenlik içerisinde oldukça, Allah'ın izniyle bu ülkenin sırtını yere getirecek hiçbir güç yoktur."
Kurtulmuş, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bağımsızlık mücadelesinin kahramanlarını minnetle ve şükranla yad etti.
"Onların mücadelesi olmasaydı biz bugün burada oturuyor olmayacaktık, TBMM burada, egemen bir Türkiye'nin sesi olarak var olmayacaktı." diyen Kurtulmuş, "Onun için diyoruz ki, hep beraber geçmişten getirdiğimiz bu ruha sahip çıkacağız, ülkemizi daha ileriye taşıyacağız, birliğimizi büyüteceğiz, ülkemizi güçlendireceğiz ve hep birlikte yolumuza daha güçlü bir şekilde devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, programda emeği geçenlere teşekkür ederek, İstiklal Madalyası'nın Trabzon'a hayırlı ve uğurlu olmasını diledi.
Notlar
TBMM Şeref Holü'nde düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından dua edildi.
Konuşmaların ardından TBMM Başkanı Kurtulmuş, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu tarafından Trabzon Valisi Aziz Yıldırım'a, Trabzon'un İstiklal Madalyası Beratı ile İstiklal Madalyası verildi.
Törene, TBMM Başkanvekili Tekin Bingöl, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı Adil Karaismailoğlu, AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, Trabzon milletvekilleri ve il protokolü, şehit aileleri ile gaziler ve yakınları katıldı.