Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin başkanlığında toplanan İl Pandemi Kurulunda, Mart ayından bu yana alınan genel önlemler ile yerelde alınan tedbir kararlarının sonuçları değerlendirildi.
Alınan önlemler ve sıkı denetimler sayesinde son on beş günde günlük vaka sayılarının yüzde 25 oranında düştüğü bilgisini veren Vali Erin, tüm kurum ve kuruluşlar ile vatandaşların sorumluluklarını yerine getirmesi halinde, vaka sayılarının düşmeye devam edeceğini söyledi.
Test sayısını bazı günlerde iki-üç katına çıkarmalarına rağmen vaka sayısının belirli seviyeyi koruduğunu, tedbirlere riayet edildikçe sabit olan seviyenin aşağıya doğru kırılacağını kaydeden Vali Erin, ilçelerdeki vaka sayıları hakkında bilgiler vererek, toplam vakaların yüzde 70’inin il merkezinde bulunduğunu söyledi.
Vaka sayısı düşük olan ilçelerde kontrolü sıkı tutmanın önemine değinen Vali Erin, düşük olan vaka oranının korunmasının, izolasyon takibi ve denetimlerin hiç aksatılmadan sürdürülmesine bağlı olduğunu ifade etti.
Vaka sayısı düşük olduğu dönemde iyileşme oranının yüzde 79 iken, vaka sayısının arttığı dönemde bu oranın yüzde 44’lere gerilediğini kaydeden Vali Erin, Temmuz ayı sonlarından itibaren alınan önlemler sayesinde iyileşme oranının yeniden yüzde 50’ler seviyesine çıktığını, vefat sayılarının yüzde 8’lerden, Ağustos ayının ilk yarısından itibaren Türkiye ortalamasının altına düşmesinin umut verici olduğunu söyledi.
Günlük ortalama 2500-3000 test yaptıklarını, bu test sayısının nüfusa kıyasla benzer illerdekinin iki katı kadar olduğu bilgisini veren Vali Erin, “Çok test yapıp, çok vaka göstermekten korkan bir il olmayacağız. Test yapmaya devam edeceğiz. Makine sayımızı artırdık. İhtiyaç olan kitlerin tedariki devam etmektedir. Arızalı olan cihazımızın da gelmesiyle toplam dört cihazla günlük 3 bin testin tamamını yapabilecek ve bir gün içerisinde sonucu verebileceğiz.” dedi.
Virüsün yayılma hızını düşürmenin en etkin yolunun maske kullanımı, fiziki mesafeyi korumak, temizlik ve toplu halde bulunulan düğün, taziye ve benzeri ortamlardan uzak durmakla mümkün olduğunu vurgulayan Vali Erin, “Eski alışkanlıklarımızı devam ettirirsek, virüsün yayılmasını engelleyemeyiz.” diye konuştu.
Hastanelerde yoğun bakımların dolduğu, sağlık sisteminin çöktüğü yönündeki eleştirilerin yüzde 90 gerçeği yansıtmadığını ifade eden Vali Erin, birçok ilde hastanelere giden hasta sayıları nedeniyle yoğun bakımların tıkandığını, bir hasta daha alamayacak onlarca il olduğunu belirterek, “Ama Şanlıurfa bunların içerisinde değil. Bizim pandemi planımızda ikinci, üçüncü ve daha kötü senaryolara göre hazırladığımız planlamalara göre servislerdeki kapasitemizi şu andakinin iki katına çıkarabilecek imkânımız var.” dedi.
Vali Erin, diğer iller zorlandığında Şanlıurfa’nın hasta kabul edebilecek kapasitede olduğunu, bu konudaki eleştirilerin bilgisizlikten kaynaklandığını söyledi.
Son günlerde kamu görevlisi ve kolluk kuvvetlerinden müteşekkil 1000’den fazla personelle sıkı denetimler gerçekleştirildiğini hatırlatan Vali Erin, “Devam eden rutin denetimlerin dışında denetimler gerçekleştiriyoruz. Önceden belirlenmiş ancak girilmemiş yerlerin tamamına girilmek suretiyle bu noktaların tamamı denetleniyor. Şok denetimleri, rutin denetimlerle yapmaya bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz.” dedi.
Her yerin aynı anda denetlenmesinin mümkün olmadığına, aynı şekilde izolasyon tedbirlerinin tümünün de her gün denetlenmesinin Türkiye’nin hiçbir şehrinde mümkün olmadığına dikkat çeken Vali Erin, “Hastaneye gittim, covid tanısı koyup beni evime gönderdiler şeklindeki şikayetlerin kısmen haklılık payı olsa da Türkiye’nin tamamındaki uygulama böyleydi. Ağır belirtisi olmayan hastaları biz 20 Haziran’dan itibaren evlerine göndermeye başladık. İlaçlarını vererek evinde izole olmasını istedik. Filyasyon ekipleri sayesinde temas olan kişileri takibe aldık.” diye konuştu.
Şu anda 4 bin 500 civarında bina ile 20 civarında mahallede karantina tedbiri olduğunu ancak bu kadar sayının 24 saat esasına göre kontrol altında tutulmasının mümkün olmadığını ifade eden Vali Erin, bunun yapılabilmesi için 8 bin polisin görevlendirilmesi gerektiğini ancak Şanlıurfa’da toplam 5 bin polisin olduğunu söyledi.
Sıkı şekilde yapılacak denetim faaliyetleri için kurum kuruluşlardaki araç ve personel görevlendirmeleri ile yapılacak diğer uygulamalar hakkında talimatlar veren Vali Erin, bu mücadelede görev alacak personelin mesai saati dışında ve hafta sonu da çalışacağını ifade ederek, denetimlerde en büyük amacın vatandaşları bilgilendirmek, bilinçlendirmek ve salgınla mücadelede duyarlılığı artırmak olduğunu dile getirdi.
Yeni tedbir kararlarının da açıklandığı İl Pandemi Kurulu toplantısında Vali Erin’in açıkladığı öne çıkan konular şöyle:
Karantina İhlalini 112’ye Bildirin
Karantina tedbiri uygulanan adreslerde komşuların, bina yöneticilerinin, muhtarların pozitif vakaların dışarıya çıktığını görmesi halinde 112’ye bildirmesini isteyen Vali Erin, 112’ye yapılacak ihbarlarda arayan kişinin kimlik bilgilerinin alınmayacağını belirtti.
Düğünler, toplu bulunulan etkinlikler, mesire yerlerindeki yakın temasları sıkı bir şekilde denetlemeye devam edeceklerini ifade eden Vali Erin, düğünlerin, Bilim Kurulu ve İl Hıfzıssıhha Kurulunun yayınlamış olduğu kurallara uygun tedbirler alınmış şekilde ve sürede yapılabilmesi için gerekli çalışmaları planladıklarını, her düğünde en az bir sivil personelin bulunacağı şekilde tedbirler aldıklarını, kurallara aykırı durum tespit edildiğinde müdahale edileceğini ve sorumlular hakkında yasal işlem yapılacağını söyledi.
İzolasyon Tedbirini Pandemi planına göre oluşturdukları görev bölümüne göre tüm kurum kuruluşların görevleri olduğunu, buna ilaveten her Kaymakamlığın mahalle bazlı olarak muhtarlar, okul müdürleri, imam gibi kişilerin öncülüğünde heyetler oluşturulacağını ve bu heyetler vasıtasıyla pozitif vakaların takibinin gerçekleştirileceğini söyleyen Vali Erin, “İşi polise veya jandarmaya havale etmenin zamanı değil” diye konuştu.
Evde izolasyon tedbirini ihlal eden vatandaşların böylece sıkı takibe alınacağını, izolasyon tedbirini ihlal edenler hakkında hem para cezası hem de adli işlem başlatılacağını, buna rağmen izolasyon tedbirine aykırı hareket edenlerin ikametlerinden alınarak belirlenen yurtlarda izolasyon süresini tamamlayacağını, pozitif hali sonlanana kadar burada tutulacaklarını söyledi.
Taziye Kurmak Büyük Bir Vebaldir
Virüsün yayılma imkânı bulduğu kaynakları bildiklerini, bunların başında şehirlerarası seyahatlerin, düğün, sünnet, nişan gibi toplu halde bulunulan törenler ile cenaze ve taziye gibi bir araya gelinen durumların olduğunu kaydeden Vali Erin, “Taziyeler en fazla bulaşma riskinin olduğu yerlerin başında geliyor. Bir türlü terk edemediğimiz, ölüye hiçbir faydası olmayan, dini açıdan sakıncası olan, dinen de salgının bu kadar yüksek seviyede seyrettiği bir dönemde ne cenaze sahibinin taziye kurma gibi bir mükellefiyeti var ne de benim veya sizin vefat eden vatandaşı ziyaret etme zaruretimiz var. Eğer biliyorsanız bu günahtır. Mükellefiyeti veya yükümlülüğü bir tarafa bırakın, virüse rağmen bu devam ettiriliyorsa, bu büyük bir vebaldir. Dinen de uygun değildir.” diye konuştu.
Vaka sayısının artışına neden olan taziye uygulamasının tamamen sonlandırılması için bundan sonra polisiye tedbirlere de başvurulacağını ima eden Vali Erin, evde de yapılsa taziyelere müsaade edilmeyeceğini, hukuk içerisinde yaptırımların uygulanacağını ve adli işlemlerin de taziye düzenleyenler hakkında yapılacağını ifade etti.
Cenaze Namazları
Cenaze namazlarında maske ve fiziki mesafe kurallarına uyulmadığı sürece namazın kıldırılmaması yönünde görevlilere talimat verilecek. Şartlar sağlanmadığı sürece cenaze namazı kılınamayacak. Cenaze namazından önce ve sonra da tedbir kararları denetlenmeye devam edecek.
65 Yaş Üstüne Yeni Kısıtlama
65 Yaş üstü vatandaşlar için yeni tedbir kararları gündemde. Sabah trafiğin yoğun olduğu saatler ile akşam mesai çıkışındaki yoğun saatlerde ve düğünlerde 65 yaş üstü vatandaşların bulunmaması, yönündeki karar İl Hıfzıssıhha Kurulu kararı ile duyurulacak.
Halı Sahalar
Halı sahalar sürekli kontrol altında tutulacak. Kurallara uymayan halı saha işletmeleri eksiklikleri gidermedikleri takdirde kapatma cezasıyla karşı karşıya kalacak.
Düğünler
Düğünlerin üç saatle sınırlandırılması ve yemek ikramı yapılmaması ve daha önce alınmış olan tedbirler uygulanmaya devam edecek.
Filyasyon
Pozitif vaka olarak tespit edilen kişilerle temasta olan tüm kişilerin bilgileri sistemde kayıtlı tutulacak. Bu bilgiler, kontrol noktalarında ve diğer denetim faaliyetlerinde sorgu işlemlerinde kullanılacak.
Okullar Açılmadan Tedbirler:
Okulların açılmasının 21 Eylül’e ertelenmesi fırsat olarak değerlendirilecek ve 700 bin öğrenci okula başlamadan önce servis araçları ve okullarda alınacak tedbirlerin dozu artırılacak.
Pazar Yerleri:
Pazar yerlerindeki tezgahların düzeni, giriş çıkışların kontrol altında tutulması, maskesiz girişlerin engellenmesi uygulamasının takibinde Zabıta ve Emniyet teşkilatı daha aktif rol alacak.
Sıra Geceleri:
İl Hıfzıssıhha Kurulu kararlarıyla daha önceden kısıtlanan sıra geceleri, önümüzdeki süreçte de yapılmayacak. Sıra gecesi eğlencesi düzenleyen işletmeler hakkında yasal işlem yapılacak.
Toplu Taşıma Araçları:
Toplu taşıma araçlarında uyulması gereken kurallar sıkı şekilde denetlenecek.
Ülkelerin Ekonomik ve Sosyo Kültürel Değerlerinin İnsanların üzerindeki etkileri,
oluşacak değişim ve oluşacak tüm yeni Değerlerin incelenmesi yeni stratejilerin
belirlenmesi tüm ülkeler, Gruplar organizasyonlar vs. için faydalı olacaktır.
Özelikle gelişmiş Toplumlarda Avrupa örneğinde değerlendirildiğinde değişimin
zorunlu olacağı aşikârdır.
Avrupa Birliğinin Temelini oluşturan ülkeler ve bu birliğin ekonomisine yön veren bu
ülkelerde yasayanların yaşam değerleri değişime uğrayacaktır.
Gelişmiş ülkelerde yaşayanların toplumsal olaylarda şimdiye kadar göstermiş
oldukları kısmı duyarlılık veya duyarsızlığın yerine tüm dünyada yaşayan insanların
durumuna, yaşam tarzına , sorunlarına ilgi ve alaka gösterme zorunluluğu ortaya
çıkmıştır.
Dünyanın herhangi bir coğrafyasında yasayan insanların sadece birkaç tanesinin
Dünya Ekonomi ve Politikasını belirleyen Ülkelerde yaşayanların kendi özgürlük ve
yaşam kalite ve standardını en derinden etkileyerek onlar için bir tehlike oluşturacağı
Corona-19 ile kendini göstermiştir.
Gelişmiş Ülkelerdeki bireylerin özgürlük anlayışı ve yasam standardı diğer ülke veya
toplumlardan bağımsız olarak düşünülemeyecektir
Gelişmemiş yoksul ülke ve çevrelerde yaşayan insanların Corona -19 örneğindeki
gibi bu tür gelişmiş Hegomon-Egemen Ülkelerde yaşayanların gelecekteki
yaşamlarında, mevcut tüm varlık ve sosyal güvencelerine rağmen kendilerini tehdit
edeceği gerçeğine karsı dikkatli ve duyarlı olma gerçekliği ortaya çıkmıştır.
Ülkelerin yönetimlerinin Askeri Politik ve Ekonomik güçlülük dereceleri en yoksul
ülkede yasayan dirençli bir insan vücudundan güçlü olmadığını Güçlü hegemon
ülkelerde yasayan insanlara kendini göstermiştir.
Bu zorunlu değişim tüm Dünyada yaşayan İnsanların yaşam biçimi,
beklentilerini,amaçlarını değişime uğratacak bir güce sahiptir ve bu durumun
yansımaları ilerleyen süreç içersinde ülkelerin farklı uygulamalarının sonuçlarına
göre ülkeden ülkeye değişkenlik göstererek fakat sonuçta etkin olarak aynı paydada
birleştirecek şekilde Yaşamın her alanında görülmesi kaçınılmaz olacaktır.
Gelişmemiş ülke ,yoksul ülke insanları nın Corona-19 etkilerine karşı davranış ve
algısı gelişmiş ülkelerdeki insanlardan çok farklı seyretmektedir.
Ekonomileri güçlü hegamon ülkelerde yaşayan insanlar devlet yönetim destek ve
garantisi altında başlangıçta daha sakin bir görüntü vermelerine rağmen özgürlükçü
yaşamın kendilerini koruyamayacağını yaşayarak görecekler ve bu durumda
kendileri için hak olarak gördükleri yaşam tarz ve amaçlarının tüm insanlık için geçerli
olduğu sürece kendilerinin güvende olacağı bir yaşam biçiminin gerekliligini ve
zorunlulugunu kabul edecekleridir.
Güçlü ekonomi,güçlü Ordu nun çaresizligi fiilen yaşanmaktadır.
Yaşamın her alanında Kültür ve Sanat camiasında medyaya hakim olan bu alandaki
etkin insan ve Çevrelerin Çaresizliklerinin yansıması olan sadece mizahi ve sorun
çözmeden uzak yapıtları , panik içersinde ve mevcut durumu algılamamaktan
kaynaklı olup mevcut durumlarının gelecekte kendilerini yenilemeden var
olmayacağını göstermektedir..
İnanç Çevrelerinin bu konuda daha duyarlı ve önlem almada gösterdikleri ortak tavır
ve ruhani birlikteliklerinin faydaları, gelecekteki hizmetlerinde belirleyici olacak ve
yeni dönemdeki inanç birlikteliğinin ve gelişiminin göstergesi olacaktır.
İnanç insanlığın yeniden yapılanmasında önemli bir etken olarak yeni dönemin
gereksinimlerine göre geçmişin tecrübesiyle ve ilahi değerlerle geleceği belirlemede daha etkili olacaktir.
Uzak Ülkelerde uzak diyarlarda açlık ve yoksuluk içersinde yaşayan on binlerce
milyonlarca insanın yaşam alanı yaşam standartı ,ülkeler arası Ekonomik politik
amaçlı savaşlar ,bölgesel çatışmalar,ulusal çatışmalar yeni dönemde köklü değişime
uğramak zorunda kalacaktır.
En güvenli ülkede yaşayan,en güçlü ekonomik ve sosyal güvenceye sahip ülkelerde
yaşayan insanların yaşam kalite ve standartının kalıcı olamayacağı ve
korunamayacağı gerçeği ile yüzleşme yeni değerlerin ortaya çıkmasını
sağlayacaktır.
Ekonomik ve Politik çatışmaların güçlüden yana olmadığı,en güçlü orduların, en
güçlü ekonomilerin çaresizliği ve mevcut konumlarını korumada yaşadıkları
sıkıntıların kendi insanları üzerindeki etkileri yeni den yapılanmayı ve değişimi
zorunlu kılmaktadır.
Refah içersinde sosyal güvencesi olan ve bu ortamda yetişen ve ruhi şekilenmesi
mevcut duruma göre oluşan gelişmiş ülke, hegemon ülke insanlarının kendi
yönetimlerine karsı gösterecekleri toplumsal bireysel refleksler yaşadıkları ülke
yönetiminin yapısını etkileyecektir.
Corona-19 özelikle Avrupa Birliği Lokomotif ülkelerindeki köklü Demokrasi nin
oluşturduğu Bireylerin özgürlükçü yaşam anlayış ve tarzlarının ve buna göre
şekilenen yönetim ve yasal çerçevenin Corona -19 da alınan önlemlerin ve buna
karşı mücadele yöntemlerinin başarılı olmada diğer Otoriter Yönetimlere oranla
istenilen hedefe ulaşamadıgını göstermiştir.
Bu durum Demokratik veya Otoriter Yönetimin doğrulugu veya Eksikligi olarak
algılanmaktan ziyade Şartlar ve Sorunlara göre değişkenlik gösterebilecek yapı ve
eğitimin oluşturulmasını gerektirmektedir.
Bireysel Özgürlükçü ruhi şekilenme etkisinde yaşayan insanların Corona 19 durumu
gibi vakalardaki davranışları beklentileri refleks leri kendilerini korumaktan ziyade
zarar vermeye sebep olmaktadır.
.Mevcut Yasal çerceveler Corona 19 gibi durumlarda bu Ülkelerdeki yönetimlerin
doğru hareket etmelerini ,etkili karar alıp uygulamalarını engelemektedir.
Bu Yönetimler mevcut durumu analiz ettiklerinde gereken Uygulamayı Sosyal ve
Yasal olarak uygulamada büyük engellerle karşılaşmakta ve çözümü bu insanlar için
önemli olan Ekonomik destek ile kısmı süreli kontrol etmeye çalışmaktadırlar.
Bu durumun uzun süre devam etmesinin mümkün olamayacağı görüldügünden
Psyho-Sosyal önlemler üzerinde çalısmalar başlatarak kontrol etmeye calismaktadirlar.
Ekonomik olarak açık ve net olarak Üret ve Tüket,Çalış ve Harca Toplumu olduklarını
ifade ederek bu durumun durması veya yavaşlamasının oluşturacagı sonuçların
bütün düzenlerini bozacağını belirtmektedirler.
Ekonominin devamlılığının sağlanamaması durumunda yapılacak yardımların
azalması veya tükenmesi durumda oluşacak Toplumsal olayların ve Kitleleri kontrol
edememe durumunun yaratacağı kaos ortamında Hastalığın etkisi ve diğer yan
etkilerinin getireceği yaşamsal tehlikelere karsı önlem olarak kısmi ve kontollü
serbestlik politikası uygulayarak hastalığın yayılmasını istatiksel hesaplayarak
oluşacak can kayıplarını da hesaplayarak ,göze alarak sistemlerin devamını sağlama
yolu tercih edilmektedir.
Bu durum ve alınan kararlar Sistemlerin devamlılığını sağlamak amaçlıdır ve insan
yaşamı ikincil plandadır.
İnsanı yaşatan Sistemmidir yoksa İnsan yaşamımı önceliklimidir sorusunun cevabını
bulmak çok zor olmazsa gerek !
Mevcut Durum Sistemlerin varoluşsal bir Davranış ve Refleksidir.
Corona Virüs ü ile yeni bir Dönem başlamıştır.Bu gerçekliği kabullenmede her ne
kadar Toplumlar direnç göstersede Esas olan deşişimin kendini zorunlu olarak
gerçekleştireceğidir.!
Ülkelerin Yöneticileri, Hegamon Güçler bu değişim yolcululuğun nereye gideceğini ve
nelerin olmak zorunda olacağını önceki bilgileri ışığında ileriye yönelik
değerlendirdikleri kesin olmak la birlikte bu Değişim yolunda ,sürecinde
KitlelerinToplumların Konfor ve Rahatlığını kısmi olarak sağlayarak kontrol altında
tutmaya çalışmaktadırlar.
Demokratik ve Otoriter Yönetimler büyük bir Sınavdan geçmektedir
Gelecekte bu Yönetimsel Değerler daha farklı algılanacaktır..
Kültür ve Sanat çevreleri ,Ekonomik destekler,Teknolojik hizmet,Medya ile bu süreci
kontrollü olarak gideceği hedefe doğru yönlendirmektedirler.
Her Ülke kendi Politikasını uygulayarak,Her Birlik kendi çıkarına uygun yöntemler ile
iç ve Dış politikasını geleceğe göre şekilendirerek uygulamaktadır.
Bu Değişim Dönemini büyük bir fırsat ve imkan olarak görebilen ve uygulamada
başarılı olan Ülkeler Yeni Dönemde mevcut durumlarından farklı ve daha ilerde bir
Konumda olacağı gibi bunu tersini uygulayan veya durumu değişimi iyi yönetemeyen
Ülkeler in varlıkları sorgulanacak duruma gelecektir.
Değişimi,Yeni Dönemin geçici olmadığını Ekonomik analizleri ve uygulanan
Yöntemleri ve uygulanan yaptırımlardan izlemek mümkündür.
Güvenlik Politika ve Uygulamaları ,Yönetim Şekilleri,İletişim Sistemleri,Sosyal İlişki
ve Ortamları,Kültür ve Sanatın değişimi zorunlu olarak değişime uğrayarak yeni
yapılanmaya girerek değişecektir.
İnsanların öncelikleri ,yaşamdan beklentileri,Hedefleri,Sorumlulukları,idolojileri
inançları yeni Döneme göre şekilenecektir.
Insanlık bir Yol ayrımına girmiştir ve hiçbir Şey eskisi gibi olmayacaktır.
Eski Dönemin yeniden şekilendirilmesiyle yeni Değerler,Oluşumlar ve bunları
sağlayacak Sistem ve Yönetimler İnsanlığa hakim olacaktır.
Tüm bu Değişimleri olumsuz olarak bir felaket olarak görme yerine İnsanlığın
geçirdiği bir Evre olarak görerek Yeni Dönemi Dünyamızda Doğa ve Canlılar için
daha güzel yaşanabilir bir Gezegene evirmek üzere tartışarak katkı sunarak
algılamak faydalı olacaktır.
Psyho-Sosyal Degisimler
Corona Virus un yayılmasıyla birlikte her Ülke kendi Sosyal ve Ekonomik yapısına
uygun olarak önlemlerini almaya başladı. Bu Önlemleri almada gösterilen Reflex Ülke
Bekaasını,Milletini,Vatandaşını koruma ya öncelik vererek diğer tüm dış etkenleri,
ilişkileri ikincil olarak değerlendirme şeklinde gelişti.
Bu durum süreç içersinde her Ülkede farklı boyutlarda uygulamaya konularak Ülke
çıkarı ön planda tutularak uygulandı.
Insanların yaşam Tarzları,Sosyal değerleri, alışkanlıkları ve ruhi şekillenmeleri ve
yönetim Sistem ve Tarzlarına göre önlemler uygulanmaya başlandı.
Avrupa Birligi Ülkeleri her biri diğerinden bağımsız olarak kendi iç dinamiklerine göre
hareket etmeye ve önlemlerini ve Corona ya karşı mücadelelerini kendi Ülke
değerleriyle uygulamaya çalıştı.
Almanya örneğinde mevcut Yaşam Tarzı,Yönetim Şekli ve Değerlerine göre Sosyal
ve Ekonomik şekilenmeyle yetişen Nesillerine uygun önlemler uygulanmaya
başlandı.
Mevcut Anayasal Sistemleri yapısı itibariyle alınması gerekli radikal zorunlu önlemleri
almaya izin vermediğinden ve Insanlarının bu tür yaşam tarzına veya özgürlüklerin
kısıtlanmasına uyum sağlama zorluğundan Psyho-Sosyal patlamaları kontrol etmede
özde zorlandıkları görülmektedir.
Eyalet Sistemi gereği her Eyalet kendi çıkarını ön planda tutarak bütünü ikincil planda tutma yolunu secmistir.
Bireysel,Toplumsal ,Yönetimsel özgürlük özünde Insanlık için en iyi yönetim şeklidir
ve bu Özgürlük değerleri Insan Sağlığına hizmet etmektedir.
Bireysel ,Toplumsal ,Özgürlükleri yok olan veya sınırlı olan İnsanların Ruhi - Sosyal
ve Ekonomik yapıları sağlıklı olamaz.
Özgürlük bireyin Toplumun gelişiminde, mutluluğunda ,sağlığında her zaman en
büyük etken olmuştur . Bu Özgürlükler insanlık gelişim sürecinde değişime uğrayarak
günümüzdeki yerini Demokrasi vs. gibi isimler altında Yönetimsel olarak varlığını
sürdürmektedir.
Bu Demokratik özgürlükçü Yönetimlerde büyüyen gelişen eğitilen Sosyo-Kültürel
olarak şekilenen bu Insanlar özgürlüklerine sahip çıkma adına kendi sağlıklarını
,varoluşlarını tehlikeye sokacak ,yok edecek güce ve etkiye sahip olan Corona Virus
–Pandemi gibi bir durumda bu Özgürlükleri kendilerine karşı kullanmaktadırlar.
Alınması gerekli zorunlu Önlemleri özgürlüğümüz kısıtlanmasın diyerek yok sayarak
veya ihlal ederek tüm İnsanlık için bir Tehlike haline haline getirmektedirler.
Bireysel, Toplumsal Özgürlük Insan saglıgı için faydalı oldugu sürece iyidir.!
Ekonomi
Geçmişten gelen ve günümüze kadar devam eden Ekonomik değişim süreçlerine
,Kapitalizmin hakim olduğu Üretim ve tüketim ilişkilerinde ve bunun sonucu olarak
gelişen Olaylarda,Savaşlarda ,Ülkeler arası yaşam tarz ve standartlarında Corona
Virüs ünün etkisi ile oluşan duraklamanın sonuçlarına göre farklı hareket edilmeye
başlanmıştır.
Ekonomik Çevreler bu duraksamanın kendileri için bekaa sorununu teşkil
edeceklerini hesaplayarak ve bunun sonuçlarının getireceği toplumsal dengelerin
değişmesinin kendileri için kontrol edilemez bir ortam yaratacağını görerek Insan
Sağlığımı yoksa Ekonomik varlıklarının devamı mı durumda Ekonomik devamlılıgının
sağlanmasını tercih etmektedirler.
Oluşacak olan Insan kayıpları göze alınarak ve kompense edilerek ,hesaplanarak bu
tercih yapılmaktadır.Dünyamız nufusunun belli bir kısmının kayıp olması ,kendi
varlıklarına varoluşlarına zarar vermediği sürece tolere edilebilmektedir.
Ekonomi Çevreleri Ülke, Bölge Ülke Yöneticilerini bu doğrultuda karar almaya
zorlamakta ve Yöneticiler koruma önlemlerini gevşetme kararları almak zorunda kalmaktadirlar.
Kapitalist Üretim ve Tüketim ilişkilerinin devamının Dünyamızda yaptığı tahribatların
telafisi veya daha felaket durumların ortaya çıkmasının engelenmesi için farklı Üretim
ve Tüketim ilişkilerinin hakim oldugu Sistemler geliştirilmek zorunlu hale gelecektir.
Bu Süreç cok zor olacak ve uzun sürecektir.
Oluşan Bir Virüs Türünün Askeri Ekonomik güçlülük ile kontrol edilemeyeceğini
Corona Virüsü göstermiştir.
Ekonomik Sistemler ve buna bağlı olarak Sosyal dengeler ve İlişkiler değişime
uğrayacak,kendini yeni şartlara uyarlamak zorunda kalacaktır.