AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Ali Cevheri, Gazeteci Sedat Atilla’yı Esentepe’deki çalışma ofisinde ziyaret ederek, MEDYAURFA.COM Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci Nedim Atilla’nın sorularını yanıtladı.

Gazeteci Nedim Atilla, Milletvekili Cevheri’ye çiftçilerin elektrik sorunuyla ilgili sıkıntılarını aktardı ve artan girdi maliyetleri nedeniyle de zor durumda olduklarını bildirerek, bu konuda neler yaptıklarını sordu.

Milletvekili Cevheri’de samimi bir açıklama da bulunarak ‘Bende çiftçiyim ve 4 yıldır tahıl üretiminden zarar ediyorum’ dedi.

TEK ÇARE GES’E GEÇMEK.

Elektrik sorunuyla ilgili vatandaşların geçmişten gelen alışkanlıklarının olduğunu belirten Cevheri ‘Vatandaşların geçmişten gelen alışkanlarının yanı sıra, kurumun da vatandaşlara yaşattığı hususlar var.  Elektrik sorununun tek çözümü güneş enerji sistemine geçmektir. Tüm kurumlarla çiftçilerimizin sorunlarıyla ilgili temaslarımız oldu. Görüşmelerimiz oldu. Nurettin Nebati bakanımızla görüştük. Bakan olur olmaz kentimize gelip GES projesinin tanıtımını yaptı. Kızılcahamam’da partimizin kampı oldu. Tarım bakanımıza orada eski bakanımız Necmettin Cevheri’den örnek verdim. Sayın Cevheri 1991 yılında gübre ve ilaçta faturanın yarısı kadar çiftçiye destek verdi. Bunu bakanımız arz ettim. Oda bana ‘Ben aynı desteği daha önce gübre ilaç üreten fabrikalara veriyordum, şimdi dağıttım çiftçiye veriyorum’ dedi. Türkiye’de 753 hidro elektrik santrali var. Bunlar tam kapasite çalışırsa 115 milyar KW elektrik elde edebiliyor. 2021’de yağışlar az oldu, barajlarımız dolmadı. Üretebildiğimiz elektrik miktarı 55 kw oldu. Türkiye’nin ihtiyacı 300 kw saat. Bu ihtiyaç gittikçe artıyor. İklim değişiyor. Bir bakıyorsunuz hiç olmadığı zamanda yağmur yağıyor, ortalığı sel alıyor. Afetler meydana geliyor’ dedi.

4 YILDIR ZARAR EDİYORUM.

Çiftçiye destek olunmasının da altını çizen Cevheri ‘Maliyetleri düşürmemiz gerekiyor. Sulu tarım yapan çiftçi kazanıyor. Rekolte çok yüksek ama yer altı sularının olmadığı, kurak alanda zirai üretimin yapıldığı kesimlerde mağduriyet var. Ben kendim 4 yıldır tarım üretiminden zarar ediyorum. Bu yıl mercimek ektim. Dönüme 15 kilogram tohum veriyorum. Aldığım ürün 30 kilogram. Mazot, traktör, işçi gibi ciddi giderler var. Dolayısı ile zarar üzerine zarar. Tahıl üretiminden çekilmek zorunda kalacağım. Enerji konusunda da çiftçimize destek vermemiz gerekiyor’ ifadelerini kullandı.

3 partinin oyu arttı, 4 partinin oyu düştü 3 partinin oyu arttı, 4 partinin oyu düştü

BÖLGEMİZİN KANAYAN YARASI: ARAZİ TOPLULAŞTIRMA.

Cevheri, son dönemde arazi kavgaları yüzünden artan can kayıplarına da değindi. Arazi toplulaştırmasının mutlaka yapılması gerektiğini bildiren Cevheri ‘Bu konuyu kanayan yaramızdır. Miras yoluyla araziler parçalanıyor. Vatandaşın köyünde 500 dönüm arazisi var ama bakıyorsunuz 10 ayrı parsel içerisinde. Dededen kalmış ama bugüne kadar rıza-i taksim dediğimiz mesele söz konusu olmuş. O parçalar içerisinde belki de 100 kişinin hissesi var. Herkes sahip olduğu tapusundaki arsayı ekip biçmeli. Arazi sahibi bir yatırım yapmak istediğinde yapamıyor. Arazide hakkı olanlar desteklemelerden istifade edemiyor. Mağdur olan insanlar var. Bazıları hak etmeden çok daha fazla arazi sürebiliyorlar. Toplulaştırma bu tür sorunları ortadan kaldırıyor. Arazileri bir araya getirerek dekar başına verimi arttırıyor. Bende bu konuda sorun yaşıyorum. Kendi köyümde bile arazimin vasfı düşük olduğu için, normalde fiiliyatta kız kardeşlerime vermişim haklarını, 100 yıllık protokol yapmışım ama tapularını veremiyorum. Çünkü onlara düşen hisse 150 dönüm. 212 dönümden aşağı olmaması gerekiyor tapu devrinde. Bu sorunla ilgili bize aktarılan sorunlara yardımcı oluyoruz. DSİ nezdinde takiplerini yapıyoruz. Ama buradan bir çağrıda da bulunmak istiyorum; Arazi toplulaştırması istiyorsanız toplu gelin. Köydeki tüm hak sahiplerinden dilekçe alın gelin. Toplulaştırma yapılan yerlerde devletimiz taş topluyor. Atıl arazileri tarıma kazandırıyor. Böyle de güzel bir proje var. Bunun devam etmesi lazım. Bizim arazilerimizde sınırlardan dolayı sürülemeyen arazi miktarı Kıbrıs adasından çok daha fazla. Türkiye büyük bir kayıp yaşıyor’ dedi.

HARRAN ÜNİVERSİTESİ HASTANESİNDEN GİDEN DOKTORLAR VE KAPANAN BÖLÜMLER SORUNU.

Milletvekili Cevheri, Nedim Atilla’nın Harran Üniversitesi Hastanesi’nde son dönemlerde azalan doktor sayısı ve kapanan bölüm sorunlarıyla ilgili sorusunu da yanıtladı. Bu noktada üniversite yönetiminin politikasından kaynaklanan sorunlarında olabileceğine işaret eden Cevheri ‘Son dönemde kamudan özel sektöre geçen doktorlar nedeniyle de bu sorun baş gösterdi. Hükümetimiz ve bakanımızın bu konuda çalışma yaptılar. Doktorlarımızın durumları iyileştirildi. Tekrar devlete geçiş yapmaya başladılar. Harran Üniversitesinde sehven meydana gelen eksikliklerden dolayı doktorlarımızın döner sermayeleri düştü. Doktor arkadaşlarımız bundan rahatsız olmaya başladılar. Şanlıurfa nüfusunda geçen yıl 77 bin çocuk ilkokula başladı. Doğum ortalamamız Türkiye ortalamasının iki katı. Bu durum da doktorlarımızın yükünü arttırıyor. Yapılan son çalışma ile maddi noktada doktorlarımıza katkı sağlayacak hususlar gerçekleşti. Bu durumun zamanla düzeleceğini düşünüyorum’ dedi.

TOKİ KONUT PROJESİ NEDEN KARAKÖPRÜ’DEN EYYÜBİYE’YE ALINDI ?

Cevheri son olarak TOKİ’nin Şanlıurfa’ya yapacağı konutların yerinin neden Karaköprü’den Eyyübiye ilçesine alındığı hususunda da bilgiler verdi. Karaköprü ve Maşuk’un TOKİ’nin ciddi manada yoğunlaştığı bir bölge olduğunu belirten Cevheri ‘Orada hala rezerv alanları var. Ancak TOKİ’nin son projesi orta ve daha çok alt gelir tabakasına sahip olan vatandaşlarımıza hitap ediyor. TOKİ taksitlerini her maaş artışında yani 6 ayda bir revize edecekti. Dar gelirliler için hükümetimiz bunu iki yılda bir olarak güncelledi’ dedi.

KİRACILIK ÇOK ZOR, İYİ BİLİRİM.

Kiracılığın çok zor bir durum olduğunu ve bu nedenle de hükümetin konut projesi başlattığını da belirten Cevheri ‘Hakim Dede, Süleymaniye, Yenişehir, Su Meydanı, Atatürk, Bahçelievler ve Şehitlik mahallelerinde oturdum. Neden bu mahallelerde oturdum ? Kiracı olarak gezdim. Bu zorluğu çok iyi bilirim. Bediüzzaman hazretleri diyor ki; ‘Dünya mülkiye toplumuna gidecektir. Evet, Bediüzzaman’ı Karl Marx’tan ayıran en önemli özellik ön görüsüdür. Sovyet sistemi çöktü. Konut toplumu gerçekleşmedi ve mülkiyet toplumu gerçekleşti. Herkes istikbal endişesi taşır. Herkes başını sokabileceği bir ev istiyor. Bu nedenle de bu projemiz dertlere derman olacak’ ifadelerini kullandı.