Milyonlarca sosyal medya kullanıcısı RTÜK'e programı şikayet ederken, #FoxtvhaddiniBil hastaghi viral oldu. FOX TV’de bu akşam saatlerinde yeni bölümü yayınlanan ‘Maske Kimsin Sen’ adlı program geçen bölümü gibi bu haftada tepkilere neden oldu. Vatandaşlar, programda pagan ve satanist ritüellerin show adı altında işlendiğini söyledi. KÜLÜNK AYLAR ÖNCE UYARMIŞTI. Öte yandan AK Parti MKYK Üyesi Metin Külünk, konuyla ilgili aylar önce sosyal medya hesabından uyarılarda bulunmuştu. Külünk, Türkiye’de yayılmak istenen Paganizm tehlikesini tüm ayrıntılarıyla anlatmıştı. İşte Külük’ün 12 Ekim 2021’de yaptığı o paylaşımlar. ''Yeni Dünya Düzeninin Sahte Kâbesi: Hrislamiyet (İbrahim'in Evi) Ortadoğu,İslâm ve paganizmin en çetin savaş alanı. Ortadoğu,İslâm'ın paganizme karşı kazandığı büyük zaferler bölgesi. İslâm'ın büyük zaferlerinde rol almış en sahih ve cesurlardan biri de Kürt kardeşlerimiz… Fakat modern zamanlarda küresel güçler eliyle paganizm, yükseliş çağında. Bu nedenle paganizmin en büyük stratejisi, Ortadoğu'yu İslâmsızlaştırmak. Bunun için paganizm, üç cephe açıyor: Birincisi, İbrahimî Hanifliğin esas savunucularından biri olan Kürtlerin içinden bir pagan hareket çıkarmak… Bu hedefin somut adımı, PKK terör hareketidir. PKK paganisttir. O nedenle İslâm ve din karşıtı tüm kişiler/hareketler PKK sevicisidir ve onun cinayetlerini yumuşatmaya çalışır. İkinci cephe, İslâm'ı Hristiyanlığın, sonra da Siyonist Yahudiliğin emrine alarak, inanç ve davranış bakımından İslâm'ı dejenere etmek… Bunun için kurulan strateji, "Dinler Arası Diyalog" idi ve FETÖ bunun taşeronluğunu yapıyor. Şimdilerde ise yeni tuzağın adı, “Hrislamiyet”… Mabedi ise “İbrahim’in Evi”... Oysa Allah, zaten Mekke’yi, Kâbe’yi “İbrahim’in Makamı”, hatta “Kendi Evi” ilân etmiştir. Üçüncü cephe ise şu: Müslümanların siyasî birliğini engellemenin yanında “güçlü ve büyük devlet” fikrini imkânsız kılmak… Bunun için de konuma en güçlü aday olan Türkiye'yi teslim almak! Paganizm PKK'yı, halkları birbirine düşman etmek için; FETÖ'yü, İbrahim’in Evi Projesi’nin taşeronu olması için örgütledi ve aktifleştirdi. Şimdi sırada büyük devlet fikrini yok etmek var. Bizce üçüncü yapboz parçası için seçilen alansa siyasî partiler. Yani Türkiye'de buna uygun siyasî partileri bir safta buluşturmak! Millet İttifakı’na sesleniyorum: Büyük fotoğrafa bakın! Erdoğan karşıtlığı bir tuzaktır. Amaç, PKK ve FETÖ'nün etkinleştirildiği büyük stratejinin eksik kalan parçasını Millet İttifakı’na tamamlatmaktır. Millet İttifakı, "iktidara gelmek veya paydaşı olmak" gibi demokratik ve anlaşılır bir hedef peşinde olmanın dışında olup bitenlerin farkında olmayabilir. Fakat Devlet aklı ve toplum ufku bunu hissediyor ve takip ediyor. ABD'nin PKK/PYD’ye silah yığması ve FETÖ üyelerini kollaması açıkça ortada iken, Erdoğan büyük fotoğraftaki tuzağı bozduğu için hedef seçilmişken, CHP ve İP’nin HDP moderatörlüğünde 2023 seçimlerine hazırlanması tek şeyi ispatlar: Küresel güçlerin PKK ve FETÖ yapbozunu Millet İttifakı’yla tamamlamakta mesafe alması… Eğer Millet İttifakı, "Biz sadece Erdoğan'ı devirmek istiyoruz. Büyük fotoğraftan bize ne?" diyorsa, o zaman iki ihtimâl var: (1) Ortada bir “Milletsiz İttifak” var. (2) Devlet asla bu akla teslim edilemez! Kamuoyunun dikkatine! Hrislamiyet/İbrahim Evi tuzağını önünüze getiriyor ve açıkça söylüyoruz: Allah ve İslâm ile hesaplaşmaya kalkışan küresel paganizm, PKK ve FETÖ terör örgütlerine verdiği rolleri tamamlaması için siyasal partileri de bir ittifak konseptinde kullanacaklar Millet İttifakı, "Biz seçimle sınırlı demokratik bir ittifakız, büyük oyunlara gelmeyiz" diyorsa, o hâlde PKK ve FETÖ’yle neden aynı safa düştüğünü izah etmeli ve onlarla savaşlarını açıktan göstermelidir. Değilse, bizim hatırlattığımız büyük fotoğrafın tuzağındalar! Kimse küçük hesapların peşinde diye ülkenin, devletin ve milletin geleceğini PKK ve FETÖ'nün eksik bıraktığı büyük fotoğrafın parçası yapamaz. Buna müsaade etmeyeceğiz! Ve Türkiye, bu konu üzerine acilen gerçekleştirilmesi gereken Evrensel Hanif İslâm Zirvesi’ne öncülük ederek küresel bir tuzağa karşı haykırışın merkezi olmalıdır. Bu noktada DİB ve İlâhiyat Fakültelerimizin ellerini taşın altına sokmaları elzemdir!