Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında şehit edilen İbrahim Halil Yıldırım'ın 70 yaşındaki amcası Mehmet Yıldırım ile gaziler Ramazan Nerede ve Mehmet Devran, 15 Temmuz'da yaşadıklarını ve duygularını anlattı. FETÖ'nün darbe girişimi sırasında 15 yaşında olan ve Edirnekapı Mezarlığı yakınlarında şehit edilen İbrahim Halil Yıldırım'ın ailesi, şehitlerinin bıraktığı mirasla gurur duyuyor. Şehidin Şanlıurfa'da yaşayan 70 yaşındaki amcası Mehmet Yıldırım, Bayrampaşa'da bir oto galeride çalıştığı için yorgun argın eve gelen kahraman yeğeninin darbecilere "dur" demek için sokağa çıktığını söyledi. Halen o hainlerin yapmaya çalıştığını anlamakta zorlandığını belirten Yıldırım, "Şehitlikten başka daha güzel bir şey var mı? Her insan ölecek, keşke herkes böyle bir yolda ölse. Kalkışma olunca babasına 'Biz de gidelim. Bugün gitmezsek, ne zaman gideceğiz' demiş ve babasıyla yola çıkmışlar. Edirnekapı Mezarlığı'nın orada yeğenim vurularak düşmüş. Babası sonra bakmış kafası kanamış ve orada şehit olmuş." diye konuştu. Yıldırım, devletin ve halkın kendilerine sahip çıktığını vurgulayarak, "İnşallah bir daha böyle bir şey olmaz çünkü kimse böyle bir darbe beklemez. Bir daha darbe olsa, yaşım 70, ben de evde durmam, şehit olmaya giderim çünkü vatan her şeyden önce gelir. Bir insanın vatanı yoksa dini, imanı ve namusu da noksandır. Bir insanın vatanı yoksa hiçbir şeyi de yoktur." dedi. - "Yaraladıklarını hastanede de öldürmek istemişler" Darbe girişimi sırasında gazi olan öğretmen Ramazan Nerede, darbe girişimi gecesi 5 kuzeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesinin önüne koştuklarını ve darbeci askerleri gördüklerini söyledi. Ramazan Nerede, rütbeli bir askerin emir vermesi üzerine 20 kişilik grubun ateş açtığını belirterek, vurularak yere düşen kuzeni ile tanımadığı bir kadına yardım ederken kendisinin de vurulduğunu anlattı. Kolundan, bacağından ve omzundan vurulduğu için hastaneye kaldırıldığını aktaran Nerede, şöyle devam etti: "O arada sağ olsun vatandaşlar bizi hastaneye kaldırdı. Orada da inanılmaz bir manzara vardı, cesetler, yerlerde kanlar, doktor ve hemşireler yetişemiyordu. Orada bir saat geçirdim. Cuntacı askerler bu sefer de hastaneye yaralı olan insanları vurmaya geldi. 'Bunlar darbeye karşı durdu, bunları öldürelim' diye ama halk tabii ki bırakmadı. O sırada Allah razı olsun biri geldi, aralarında benim de olduğumu 5 yaralıyı alıp Haseki Hastanesine götürdü. Siyah bir arabayla gelmişti, teşekkür etmek için halen o adamı arıyorum. Orası da ana baba günüydü, her yerde şehitler, yaralılar vardı. Doktorlar yetişemiyordu, yaralı olmayan bir kuzenim vardı, o beni tedavi etti. Hastane avlusuna ses bombaları atarak yaralıları korkutmaya çalışıyorlardı. Herkes hastane önünde bekliyordu. 'Darbeci askerler etkisiz hale getirildi' diye dışarıdan halk bağırınca rahatladık." "Bu millet şehit olmak için can atıyor" Ramazan Nerede, Türk halkının yediden yetmişe vatanını, milletini, devletini, bayrağını ve Cumhurbaşkanını yalnız bırakmadığını vurguladı. O karanlık gecede Allah'ın yardımı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dik duruşu sayesinde Türkiye'nin darbecilere teslim olmadığını anlatan Nerede, bundan sonra da kimsenin Türkiye'ye müdahale edebileceğine inanmadığını kaydetti. Devletin ve milletin yanında olmaya devam edeceklerini belirten Nerede, "Vatanımızı, devletimizi ve bayrağımızı hiçbir şekilde asker kılığına girmiş teröristlere vermedik, vermeyeceğiz. Bu millet şehit olmak için can atıyor. Rabb'im devletimize ve ülkemize zeval vermesin. Biz sürekli devletimizin yanındayız. Bize ne düşüyorsa, her zaman yaparız. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." şeklinde konuştu. - "Aralarında İngilizce konuştuklarını duydum" Nerede'nin kuzeni 24 yaşındaki gazi Mehmet Devran da 13 Temmuz 2016'da Şanlıurfa'dan iş bulmak amacıyla İstanbul'a gittiğini söyledi. Kendi aralarında "Bu gece çıkmazsak hangi gün çıkacağız?" diye konuştuklarını aktaran Devran, Saraçhane önünde 20 kişilik asker grubuyla karşılaştıklarını dile getirdi. Grup içerisindeki iki askerin aralarında İngilizce konuştuğunu duyduğunu vurgulayan Devran, "Askerler bir türlü geri çekilmedi. Rütbeli asker atış serbest deyince oradaki 20 asker şarjörü bitene kadar sıkmaya başladı. Omzumdan ve göğsümden yaralandım. Daha sonra bizi hastaneye götürdüler. Allah vatanımızı, devletimizi, milletimizi bir daha böyle duruma düşürmesin. Böyle cuntacı askerlerin darbe kalkışmasına izin vermesin." ifadelerini kullandı.