Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 depremlerde on binlerce canı yitirdik. Asrın felaketi olan depremlerin ardından Osman Güzelgöz, hissettiklerini mısralara döktü. Her okuyanı duygulandıran ve ağlatan o şiir...

ŞİİRİN DEPREMİ

DEPREMİN ŞİİRİ

ı.

Oldum olası severim hüzünleri

Severim kanadı kırık güvercinleri

Sesimi duyan var mı, diyecek olsam

Yakamı bırakmaz gariban ölüşler

Oldum olası düşer uçurtmalarım

Bembeyaz gecelerime düşer

Dallar, yapraklar, mahzun çiçekler

Üşüşür yüreğime gariban ölüşler…

Arkası gelir artık, gelir mutlaka

Bu kanadı kırık düşlerimin

Sahipsiz ve yetim ölüşlerimin

Toprağa düşen kimsesiz gülüşlerdir

Gelir arkası sıra, ipsiz uçurtmalar bilirim

Sesimi duyan yokmuş, der ve ölür giderim...

ıı.

Yıkılır kibrit kutusundan beton bloklar

İçimizde büyüyen kimsesiz enkaz

Yoklar işte, ortada yoklar, ağlama

Bu keder, bu yağmur, kar, bu ayaz

Kanımızı dondurdu bu zemheriler…

ııı.

Şiir ki yürek depremleridir dilimin

Yalan, görmüyor musun işte, her şey yalan

İnsan mı değil yoksa enkaz altında olan

Bu şiirin depreminden aklımızda kalan

Sahipsiz bir keder, kimsesiz bir düştür

Toprağa düşmüş yetim bir gülüştür

Gürültülerinizden sesi duyulmayan insan

Ve... bu insana dair garip bir ölüştür…

Siz sımsıcak zemherileri örtün üstümüze

Emanetiz nasılsa emanet çadırlarda biz

Meteoroloji'den Şanlıurfa'ya Sağanak Yağış Uyarısı Meteoroloji'den Şanlıurfa'ya Sağanak Yağış Uyarısı

Çıktık sokaklara yalınayak, ürkek ve perişan

Yüreğimiz yıkık, aklımız yitik ve toz duman

Bedenlerimiz artık ağır hasarlıdan da ağır…

ıv.

Anlamıyoruz depremlerin dilini konuşmadan

Ah!.. Birbirimize anlatabilseydik kederlerimizi

Tutabilseydik kucağımıza düşen uçurtmaları

Tutabilsek çocuklarımızın üşüyen ellerinden

Çıkabilsek çadırdan, enkazdan, çoktan ve azdan…

Üstümüze yıkılıyor! Eyvah ki yıkılıyor!

Meydanlar, çarşılar, yağmur, kar ve zemheri

Öyle ya yeraltı bize kızgın, yer üstü bize sağır

Bacalarımızda hep taze acılar yakılıyor

Benliğimiz şimdi ağır hasarlıdan da ağır…

v…

Umut meşalesi sönmemiş olsa da Başkonuş’ta

“Eli Böğründe” kaldı kardeşlerimin Maraş’ta

Oklar gibi üstümüze yığıldı kesilen kolonlar

Saplandı böğrümüze boşalırcasına yaylardan

“Kimsesizliğimize kimse olacak kimse yok mu!”

Feryatları yükseliyor bak hala Hatay’dan…

Sonra bir türkü takılıyor suskunluğumun diline

“Oy amman, amman, amman, amman...”

Oy havar İslahiye, Nurdağı, Pazarcık, Elbistan

Kendimizi sokaklarda yalınayak yitirdiğimiz zaman

O türkü parçalıyordu hançeremizi yıkıntılardan

Ve adını koyuyordu o şehrin “... burası Adıyaman”

vı.

Hadi gel geçelim artık Adana, Antep ve Kilis’ten

Gözümüz avizelerde kaldı, ürperiyoruz her sesten

Gözyaşlarımıza gözyaşlarını kardeş kılan herkesten

Yaşamak derliyoruz, imkânsızlıklarımıza inat yaşamak

Her şeye rağmen vazgeçmiyoruz alabildiğimiz nefesten…

Konakladığım öğretmenevi, Yeni Cami, çarşılar

Yıkıldı cadde boyunda bütün Malatya, perişan

Sesleniyor bize, duyuyor musunuz, Fahri Kayahan

Malatya sen yürekte sızısın, diyor Beydağı’ndan

Şimdi gitsem, bilirim, beni ancak hüzün karşılar

Elimden tutarak acılar beni gezdirir Kanalboyu’ndan…

vıı.

Her yanım paramparça, her halim akla ziyan

Nefes alamıyor memleketim depremden, selden

Değmeyin yarama dostlar... Kalbi kırık bir Urfalıyam, ezelden…

Bütün derbederliğim bu şiirin depremindendir

Son sözlerim size işte bu deprem şiirindendir:

Bir nehir çağlar içimde, kimsesiz bir hüzün ağlar

Ağrılar yücelir başımda, başımda yükselir dağlar…

Osman GÜZELGÖZ

15 Mart 2023 / Ankara