31 Mart seçimleri birkaç olumsuz ve lokal olay dışında genelde gayet demokratik medeni bir biçimde tamamlandı.

Büyükşehir Belediye Başkanlığını Yeniden Refah Partisi’nin Adayı M. Kasım Gülpınar kazandı. Öncelikle bu sonucun memleketimiz için hayırlı olmasını temenni ediyor ve Gülpınar’ın başarısını tebrik ediyorum.

Seçimin detaylarını sizler haberlerden ve sosyal medyadan takip ediyorsunuz. Bu nedenle ben o detaylara girmeyeceğim. Seçimi kaybeden eski başkan Zeynel Beyazgül’e de sonuç ne olursa olsun yaptıkları ve yapmak istedikleri için teşekkür etmek istiyorum. AK Parti’nin kalesi olan ve Cumhurbaşkanımızın çok önem verdiği Şanlıurfa’da seçimi neden kazanamadıklarını kendileri araştıracak, tartışacak ve umarım bulacaklardır.

Demokrasilerde önemli olan kazananın da kaybedenin de sandığa yansıyan tercihleri doğru okumasıdır. Herkesin, özellikle de siyasetle uğraşanların, yetkililerin bu sonuçları doğru okumasını, çıkarılması gereken dersleri çıkarmalarını ve yola daha doğru adımlarla devam etmelerini diliyoruz.

M. Kasım Gülpınar bizim aile dostumuz. Babası merhum E. Cenap Gülpınar ağabeyimiz döneminde de ailece görüştüğümüz, sofralarında oturduğumuz, ofisimizi sürekli ziyaret eden, atacağı adımları bizimle paylaşan ve ailemiz üzerinde önemli hatırı olan bir dostluk bu. Bütün bunlara rağmen seçim döneminde ortaya çıkıp kimsenin amigoluğunu yapmadık. Kimseye vefasızlık da yapmadık. Hatta belki dostlarımız, yakınlarımız incinir diye ben çok yorum da yazmadım bu süreçte. Bizim için önemli olan Şanlıurfa’nın kazanması idi. Biz sonuçlara böyle bakıyor ve böyle değerlendiriyoruz.

M. Kasım Gülpınar’ı seçim sürecinde de dikkatle izledik. Hiç kimseye hakaret etmedi. İftira atmadı. Sözlerini özenle seçti. Eleştirilerinin dozunu kaçırmadı. Cumhurbaşkanı ile ilgili tek olumsuz kelime bile kullanmadı. Neden aday olduğunu, Cumhurbaşkanının yanıltıldığını, halkın ciddi bir değişim istediğini anlatmaya çalıştı. Çıkan sonuç Gülpınar’ın bütün söylediklerinde haklı olduğunu gösteriyor. Seçmen gerçekten de çok ciddi bir değişim istediğini sandığa yansıttı ve herkese gösterdi.

Seçim sonuçlandıktan sonra da yani Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazandıktan sonra da istenen, beklenen, güvenilen Kasım Gülpınar profili yansıdı kameralara. Gülpınar öncelikle kutlama yapmayacaklarını açıkladı. Seçim gecesi kazanmanın coşkusu ile sevincin dozunu kaçıran taraftarlarını çok sert bir biçimde uyardı. Bununla da insanların saygısını kazanmaya devam etti.

Tebrikleri kabul ettiği seçim ofisinde söylediği ilk sözler ise bir siyasetçi için alışık olmadığımız belki de hepimizin arzuladığı ama bulamadığı bir vaatti. “Biz 5 yıllığına geldik ve bu 5 yıl içerisinde benden yakınlarınız için asla torpil istemeyin ve beklemeyin!” dedi.

Bu ifadeler Şanlıurfa’da yeni bir siyasi dönemin başladığının da en belirgin işaretiydi bence. Geçmiş dönemi karalamamadan, seçimi ve sonucunu kişileştirmeden, kimseye hakaret etmeden, hizmet odaklı iyi bir belediyecilik yapılabileceğinin ümidini vermiş oldu. Ehliyet ve liyakatin önemseneceği, adaletli ve dürüst bir belediyeciliğin yapılabileceği fikrini öne çıkardı.

M. Kasım Gülpınar’ın işi elbette çok zor. Bir yandan kendisini destekleyen insanlara, kesimlere, aşiret ve ailelere, diğer taraftan toplumun kendisine güvenen kesimlerine bu yaklaşımı, bu kültürü, bu tercihleri kabul ettirmesi ve hazmettirmesi gerekecek. Bunu başarması rutin belediyecilik hizmetlerindeki başarısından çok çok daha önemli Şanlıurfa için. Bence pek çok insan Başkan Gülpınar’a daha çok bu açıdan güvendi ve oyunu bu istekle verdi.

Yakın çalışma arkadaşlarını ve yönetim kadrolarını belirlerken bunu ne kadar istediğini ve yönelimini daha net görmüş olacağız. Şanlıurfa’da bu yeni hizmet döneminin aynı zamanda ciddi bir siyasi yenilenmeye de vesile olması en samimi temennimizdir. Zaten siyaset yenilenmezse, siyaset daha sağlıklı bir zeminde yapılır hale gelmezse arzulanan belediyecilik de yapılamaz. Bunu en iyi Başkan Gülpınar’ın bildiğine eminim.

5 yıl hızlıca akıp gider. Bir de bakmışsınız ki süre bitmek üzere. O zaman geriye dönüp baktığınızda asıl yapmak istediklerinizden ne kadarını gerçekleştirdiğiniz önemlidir. Her türlü makamı, mevkiyi, beklentiyi, rahatı ve arkasında bırakıp sadece halk istiyor diye gelip yerelde siyaset yapmayı, aday olmayı ve bu süreci yaşamayı seçmiş birisi sanırım bunun hakkını verecek ve kendini kendine, sevenlerine ve sevdiklerine mahcup etmeyecektir.

Çok yakın bir dostunun kendisi için sürekli olarak yaptığı samimi duası ile bitirmek istiyorum:

“Allah yolunu ve bahtını hep açık etsin…”