Gönül dünyamızda müstesna bir yere sahip...Çok farklı, çok özel, çok naif bir isim...
Hani bazı isimler vardır. Hayata nereden dokunsa orayı güzelleştirir. Sessizce, gösterişsizce. Ama iz bırakarak.
Onun hikâyesi de tam böyle.
Işıklı setlerden, kalabalık salonlardan çok daha önce… Sade bir hayatın içinden çıkmış bir adam Bahadır Bey. Okuyan, düşünen, dinleyen. İnsan biriktiren. Hayatın sesini duymayı seven biri.
Sonra kamera karşısına geçti.
Ve orada bambaşka bir şey oldu.
Oynadığı her rolde bir ağırlık, bir vakur duruş vardı. Ama en çok da Payitaht Abdülhamid dizisindeki Tahsin Paşa. O rol sadece oynanmadı… Yaşandı.
İzleyeni geçmişe götüren, devleti omuzlarında taşıyan bir sadakat timsali gibi hafızalara kazındı.
Bugün bile o karakterden bahsedilince, yüzlere istemsiz bir saygı yerleşiyorsa…
Bu, Bahadır Yenişehirlioğlu’nun oyunculuktaki ustalığındandır. AK Parti Grup Toplantılarında hep şahit oluyorum "Tahsin Paşa Tahsin Paşa Çok Yaşa" Sloganlarına ve onları tüm içtenliğiyle selamlayan, kucaklayan Bahadır Yenişehirlioğlu'na...
Ama bazı insanların yolu sadece sanatla sınırlı kalmaz.
Hayat onları daha büyük sorumluluklara çağırır.
Bahadır Bey de o çağrıyı duydu.
Siyasete girdi.
Fakat o, siyaseti bir makam yarışı olarak görmedi.
“Halka yakın olmak” onun için bir cümle değil; bir hayat biçimiydi.
Sokakta yürürken selam verdiği insanın gözündeki dertle ilgilendi.
Bir annenin, bir gencin, bir emekçinin sesini duydu.
Dertlere derman olabilmek için gece gündüz mücadele etti.
Kırmadan, kızmadan, yorulmadan…
Ve bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çok önemli bir görevde:
AK Parti Grup Başkan Vekili.
Bu makam öyle kolay taşınacak bir koltuk değil.
Sabır ister, bilgi ister, devlet adabı ister.
Bahadır Bey tüm bunları taşıyabilecek donanıma sahip.
Her konuşmasında bir birikim var.
Her adımında bir sorumluluk duygusu.
Bir de…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a olan bağlılığı.
Siyasi değil, kişisel bir saygı, bir vefa, bir dava arkadaşlığı…
Onu tanıyan herkes bu sevgiyi hisseder.
Söyleyişine, davranışına, duruşuna sinmiş bir sadakat bu.
Yılların getirdiği bir güven.
Bahadır Yenişehirlioğlu bugün hem sanatçı kimliğinin derinliğini, hem devlet insanı olmanın ciddiyetini taşıyor.
Kelimeleri yerli yerinde.
Vicdanı diri.
İradesi sağlam.
Kısacası…
O, bu ülkeye bir hikâyeyle değil; bir ömürle hizmet edenlerden.
Ve böyle insanlar, bu ülkenin sessizce büyüyen gücüdür.