Son birkaç ayda hizmet ,sanayi, ticaret sektörleri Covid 19’dan dolayı durma noktasına geldi. Tarım daha ön plana çıktı, yıllardır Türkiye’de tarım ve hayvancılıkla ilgili sorunlar ve çözüm önerileri tartışılmakta. En son sayın Pakdemirli’nin atıl tarım arazilerinin yaklaşık 150000 Ziraat Mühendisine verilip tarıma kazanılma projesinde, işsiz ziraat mühendislerini heyecanlandırmıştır ,düşünce gerçekten çok özel, bizde birkaç ekleme yapalım.
Osmanlıda ilk dönemler de tarım arazileri ortaktı, arazinin sahibi Osmanlıydı, devlete kira verilirdi. Tanzimat fermanıyla mülk sahipleri oluşmaya başladı, cumhuriyetle mülk sahiplerinin ekimi devam etti, toprak reformlarıyla, tabana yayma projeleri yapılmaya çalışıldı ve bu sistemden dönüldü ,tarımsal açıdan sıkıntıları hala devam ediyor, üretim problemine hala çözüm bulanamadı, Sayın Pakdemirli’nin düşüncesi bu şekilde uygulanırsa toprak reformuyla aynı hüsrana sebep olacak ,çiftçilik bir tür fabrika ,sermaye birikimine sahip olan, son teknolojik yatırımları yapan, bilgiyi kullanan, maksimum verim ve kazancı elde etmesi gereken bir sistem, uydu destekli traktörlerle hatasız ekim yapılıyor. Şoförsüz traktörlere geçiş başladı. Tarımda dünyada bu işi sağlam yapan ülkelerden birisi Amerika binlerce dönümlük arazilerde tarım yapılıyor.
Amerikalı çiftçi 2020,2021,2022 de üreteceği ürünleri şimdiden satabiliyor ,ürün borsaları var, son teknolojiyi kullanıyorlar ,çok geniş tarımsal arazilerde tarım yapıyorlar. Türkiye tarım reformuyla oluşmakta olan bu tarımsal sermayeyi yok etti, Bu dönemi Ecevit toprak reformu hatalarıyla kaybettik, Ziraat mühendisi çiftçi değil, çifçilerle birleştirilmezse bu sistem çalışmaz. Ziraat mühendisi, traktör şoförlüğü yapamaz ,burda geçmiş hataları yapmamız gerekiyor. Çifçiler ortak kullanım kültürü olmadığından hayatlarının büyük bölümünü traktör ve tarım aletlerini almak için çalışıyorlar. Örnek olarak 10000dönüm bir arazimiz olsun,15 zıraat mühendisi ve 30 çiftçi Aile ,bu arazide tarıma başlıyalım,arazinin mülkiyeti çalıştıkları sürece bu köyde olsun.
Ortak tarım aleti, ortak traktör, ürün planlaması bu köyün ismi millet köyü,millet köylerinde tarımla ilgilii ortaokul ve liseler açılır ,okulların masraflarını köyler sağlar. Ara eleman ihtiyacını karşılanırken eğitimde devam eder. Çevredeki normal köylerdeki çocuklarda burda eğitim alır,tarımsal atölyelerle eğitim desteklenir,doku kültürü ile fide yetiştiriciliği ve pazarlanması,süt ürünleri işlenmesi, yün ipliği, meyve sebze kurutulma veya konseveciliği, tarım alet edevat yapımı ,bu tip tarısal meslek okullarıyla . Ziraat mühendisi ,veterıner ,biolog oluşturularak yapılanabilir. Millet borsalarında ürün pazarlanırsa aracıların haksız kazancı ortadan kalkar,her bir köy bir marka olur, kurulacak değirmenlerle organik un, zeytinyağı, pekmez, peynir çeşitleri yaratabilirler, anne baba arazide veya tarım atölyelerinde çalışırken çocuklar okuldadır, her kez sigortalıdır ,yetiştirilen ürünler kooperatif veya ürün borsasında satıldığı için üretici emeği direk kendisine döner, iveysi koyunları nın peynir markası, sadeyağ marksı, iveysi koyunlarının et markası üretecek köyler aranıyor,doku kültürü labaratuarları bu oluşumla sağlanabilir ,işte o zaman boşta olan veteriner, biolog, zıraat mühendisler, vasıfsız çifçiler bir potada erir buna İsrailliler kibutz demiş. Millet köyü diyelim,Nazım hikmetin dediği gibi yârin yanağı hariç, herşeyi ortak üretebiliriz.
Bu köyler birer tarımsal kobi’dir, Tohum markası,damlama markaları çıkabilir,meyve bahçeleri,hayvan çiflikleri.balık çiflikleri,bölgenin,ülkenin fenerleri olabilirler, Birlik duygumuz güçlenir ,işsizliğe çare olur karanlığın ardında çalışmayı bakliyen nice ziraat mühendisi, çifçi var, ümitsizliğin ardında nice isimsiz insanların üretme ümidi var