Muhterem Kardeşlerim…

Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.

Efendim;

Mirac Kandili, bu yıl 6 Şubat 2024 Salı (26 Receb 1445) günüdür.

Mirac, merdiven demektir. Resulullah Efendimizin göklere çıkarıldığı, bilinmeyen yerlere götürüldüğü gecedir. Recebin 27. gecesidir. İsra Suresinin ilk Âyet-i Kerimesinde, Mirac bildirilmektedir.

Mutezile fırkası, Resulullah Efendimizin bir anda, Cennet’i, Cehennem’i ve daha birçok yerleri gezip gelmesine akıl erdirememiş, “Mirac’ı kabul etmek, Allah’a mekan ittihaz etmek olur” diyerek Mirac’ı inkâr etmiştir. Allahü Teâlâ, Hazreti Musa ile Tur dağında konuşmuştur. Tur dağı Allahü Teâlâ’nın mekanı mıdır? Elbette değildir. Cennet’e giren Müminler de Allahü Teâlâ’yı görecektir. Cennet de Allahü Teâlâ’nın mekanı değildir. Allahü Teâlâ mekandan münezzehtir.

Kavl-ül-Fasl kitabında deniyor ki:

İsra suresinin ilk Âyetinde, Allahü Teâlâ, kudret ve azametinden nice acayip işlerden bazılarını göstermek için, Muhammed aleyhisselamı, Mekke'den Kudüs'e götürdüğünü bildiriyor. İsra kelimesi, rüya için kullanılmaz. Uyanık iken, gece yürümek manasına kullanılır. “Sana [Mirac’da] gösterdiğimiz temaşayı insanlar için bir fitne kıldık” Âyetindeki fitne, imtihan demektir. İmtihan ise uyanıkken olur. Peygamber Efendimizin anlattığı rüya olsaydı, hiç kimse tuhaf karşılamazdı. Hazreti Ebu Bekir tasdik edip, yüksek derecelere kavuşmazdı. Resulullah’ın, Mekke'den Kudüs'e götürüldüğüne inanmayan kâfir olur. Göklere ve bilinmeyen yerlere götürüldüğüne inanmayan sapık olur. (Bahr)

Birkaç saniyede Mekke'den Kudüs'e götüren Allahü Teâlâ, neden daha uzaklara götüremesin? Allah’ın kudretinden ancak kâfirler şüphe eder.

Peygamber Efendimiz Miracını özetle şöyle anlatıyor: Verilen Burak’a binip Beyt-ül-Makdis’e geldim. O’nu, önceki Peygamberlerin bağladığı halkaya bağladım, sonra Mescid’e girip orada iki rekât Namaz kılıp çıktım. Cebrail bir kap şarap, bir kap da süt getirdi. Ben sütü seçtim. Cebrail, “Yaratılışa uygun olanı seçtin” dedi. Sonra bizi birinci Sema’ya çıkardı. Gök kapısında, “Sen kimsin?” diye bir ses geldi. “Ben Cebrail’im” dedi. “Yanındaki kim?” dendi. “Muhammed aleyhisselam” dedi. “O, Peygamber olarak gönderildi mi?” dendi. Cebrail, “Evet” dedi. Gök kapısı açıldı. Hazreti Âdem’le karşılaştım. Bana merhaba diyerek hayır dua etti. 2. Sema’ya çıktık. Yine orada da aynı konuşmalar geçti. Göğün kapısı açıldı. Burada iki teyze oğlu İsa ve Yahya ile karşılaştım. Onlar da bana, merhaba diyerek dua ettiler. 3. Sema’ya çıktık. Bu kapıda da aynı konuşmalar geçti. Göğün kapısı açıldı. Orada Hazreti Yusuf’u gördüm. O da dua etti. 4. Sema’ya çıktık. Aynı konuşmalar oldu. Kapı açıldı. Hazreti İdris’i gördüm. O da dua etti. 5. Sema’ya çıktık. Yine aynı konuşmalar geçti. Kapı açıldı. Hazreti Harun’u gördüm. O da dua etti. 6. Sema’ya çıktık. Yine aynı konuşmalar oldu ve kapı açıldı. Hazreti Musa’yı gördüm. Merhaba diyerek dua etti. 7. Sema’ya çıktık. Yine aynı konuşmalar geçti ve kapı açıldı. Arkasını Beyt-ül-Mamur’a dayamış Hazreti İbrahim’i gördüm. O da dua etti. Beyt-ül-Mamur’u gördüm. Sonra Cebrail beni Sidret-ül-Münteha’ya götürdü. Allah, günde elli vakit Namazı Farz kıldı. Musa’nın yanına gelip anlattım. “Rabbinden azaltmasını iste! Ümmetin buna güç yetiremez. Tecrübem var” dedi. Birkaç defa Rabbimle görüşmeye devam ettim. Nihayet Rabbim, “Beş vakit Namazı Farz kıldım. Her vakit için on sevab vardır. Böylece elli vakit Namaz olur” buyurdu. (Müslim)

Mirac Gecesini ibadetle, gündüzünü de Oruç’la geçirmeli.

İki Hadis-i Şerif meali:

“Mirac Gecesinde iyi amel eden için yüz yıllık mükâfat vardır.” [İ.Gazali]

“Recebin 27. günü oruç tutana, 60 yıllık Oruç sevabı verilir.” [İ.Gazali]

Cuma günü tek olarak Oruç tutmak, bazı Âlimlere göre mekruhtur. Cumartesi günü Oruç tutmak ise bütün Âlimlere göre mekruh olduğu için, bu mübarek gün Cuma’ya rastladığı zaman, Oruc’u Perşembe veya Cumartesi ile birlikte tutmak iyi olur. Cumartesi gününe rastlarsa, Cuma ile Cumartesi veya Cumartesi ile Pazar günü beraber tutmak gerekir.

Bu gece Kaza Namazı kılmalı, Kur’an-ı Kerim okumalı, dua, tevbe etmeli, sadaka vermeli, Müslümanları sevindirmeli, bunların sevaplarını ölülere de göndermelidir!

Her zaman doğru iman sahibi olmaya, Farzları yapıp haramlardan kaçmaya, tevbe edip Farz borçlarını ödemeye çalışmalıdır! Bütün bunları yapmak ise ilimle olur. İlmihal bilgileri en kıymetli ilimdir.

Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:

“Geceleyin bir müddet ilim ile meşgul olmak, bütün gece sabaha kadar ibadet etmekten daha kıymetlidir.” [Ebu Nuaym]

Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)