Muhterem Kardeşlerim…
Bu konuda, Tam İlmihal Seâdet-i Ebediyye kitabında buyuruluyor ki:
MUHARREM GECESİ: Muharrem ayının birinci gecesi, Müslümanların Kamerî Yılbaşı gecesidir. Müslümanların Şemsî Yılbaşı gecesi ise, Efrencî Eylül ayının yirminci gecesidir. Muharrem ayı, İslâm Kamerî senesinin birinci ayıdır. Muharrem ayının birinci günü Müslümânların Kamerî senesinin, birinci günüdür. Kâfirler, kendi yılbaşları olan ocak ayının birinci gecesinde, Noel Baba yapıyorlar. Güyâ Hıristiyan dîninin emrettiği küfürleri işliyorlar. Bu gecede tapınıyorlar. 

Müslümânlar da, kendi sene başı gecelerinde ve günlerinde müsâfeha ederek, mektûplaşarak tebrîkleşir. Birbirlerini ziyâret eder, hediye verirler. Sene başını mecmûa ve gazetelerle kutlarlar. Yeni senenin, birbirlerine ve bütün Müslümânlara hayırlı ve bereketli olması için duâ ederler. Büyükleri, akrabâyı, âlimleri evinde ziyâret edip duâlarını alırlar. O gün, bayram gibi temiz giyinirler. Fakîrlere sadaka verirler.

AŞÛRE GECESİ: Muharrem ayının onuncu gecesidir. Muharrem ayı, Kur’ân-ı Kerîmde kıymet verilen dört aydan biridir. Aşûre, bu ayın en kıymetli gecesidir. Allahü Teâlâ, birçok duâları Aşûre günü kabûl buyurdu. Âdem aleyhisselâmın tövbesinin kabûl olması, Nûh aleyhisselâmın gemisinin Tûfândan kurtulması, Yûnüs aleyhisselâmın balığın karnından çıkması, İbrâhîm aleyhisselâmın Nemrûdun ateşinde yanmaması, İdrîs aleyhisselâmın diri olarak göğe çıkarılması, Yakûb aleyhisselâmın, oğlu Yûsuf aleyhisselâma kavuşması ve gözlerindeki perdenin kalkması, Yûsuf aleyhisselâmın kuyudan çıkması, Eyyûb aleyhisselâmın hastalıktan kurtulması, Mûsâ aleyhisselâmın Kızıldeniz’den geçip, Firavun’un boğulması ve Îsâ aleyhisselâmın vilâdeti ve Yahûdîlerin öldürmesinden kurtulup, diri olarak göğe çıkarılması hep Aşûre günü oldu. 
Nûh “aleyhisselâm” gemide Aşûre tatlısı pişirdiği için Müslümanların Muharremin onuncu günü Aşûre pişirmesi ibâdet olmaz. Muhammed “aleyhisselâm” ve Eshâb-ı Kirâm “radıyallahü anhüm ecma’în” böyle yapmadı. Bugün Aşûre pişirmeyi ibâdet sanmak, bidattir, günâhtır. Muhammed aleyhisselâmın yaptığı veyâ emrettiği şeyleri yapmak ibâdet olur. Din kitâplarının yazmadığı, Ehl-i Sünnet Âlimlerinin bildirmediği şeyleri yapmak, sevâp olmaz. Günâh olur. O gün, herhangi bir tatlı yapmak, tanıdıklara ziyâfet, fakîrlere sadaka vermek sünnettir, ibâdettir. İbni Âbidîn, beşinci cild, iki yüz yetmiş altıncı sahîfede diyor ki, “Kirpiklere sürme çekmek sünnettir. Fakat, bunu yalnız Aşûre günü yapmak harâmdır”.

Hazreti Hüseyn “radıyallahü anh” o gün şehît oldu diyerek, mâtem tutmak, dövünmek de bidattir. Günâhtır. Şîîler, Hazreti Hüseyn için mâtem tutuyorlar. Hazreti Hüseyin’i, Hazreti Alî’nin oğlu olduğu için, tapınırcasına övüyorlar. Ehl-i sünnet ise, onu Resûlullahın “sallallahü Teâlâ aleyhi ve sellem” torunu olduğu için çok seviyoruz. İslâmiyet’te mâtem tutmak yoktur. Müslümânlar, yalnız Aşûre günü mâtem tutmaz. Kerbelâ fâciasını hâtırlayınca her zamân üzülür. Kalpleri sızlar. Gözleri kan ağlar. İslâmiyet’te mâtem tutmak olsaydı, Aşûre günü değil, Resûlullah’ın Tâif’de mübârek ayaklarının kana boyandığı ve Uhud’da mübârek dişinin kırılıp, mübârek yüzünün kanadığı ve vefât ettiği gün mâtem tutulurdu.

SEKİZ TÜRLÜ ORUÇ VARDIR: 
1- Farz oruçlar: Farz oruç da, iki kısımdır: Muayyen zamândaki oruç, Ramazân-ı Şerîf orucudur.
2- Muayyen zamânda olmayan farz oruçlar: Kazâ ve kefâret oruçları böyledir. Fakat, kefâret oruçları farz-ı amelîdir. Yanî, inkâr eden kâfir olmaz.
3- Vâcip oruçlar: Bunlar da, muayyen olur. Belli gün veyâ günler oruç adamak gibi.
4- Gayr-i muayyen oruçlar: Herhangi bir veyâ birkaç gün oruç adamak gibi.
5- Sünnet olan oruçlar: Muharremin dokuzuncu ve onuncu günleri oruç tutmak gibi.
6- Müstehab oruçlar: Her Arabî ayın 13., 14. ve 15. ci günleri oruç tutmak gibi ve yalnız Cuma günü oruç tutmak gibi ve kurban bayramı arefesinde oruç tutmak gibi. Yalnız Cuma günü oruç tutmak mekrûh olur da denildi. Cuma günü oruç tutmak isteyenin, perşembe veyâ cumartesi günü de tutması iyi olur. Çünkü, sünnet veyâ mekrûh denilen bir işi yapmamak lâzımdır.
7- Harâm oruçlar: Fıtır bayramının birinci günü ve kurban bayramının her dört günü oruç tutmak harâmdır.
8- Mekrûh oruçlar: Muharremin yalnız onuncu günü oruç tutmak ve yalnız cumartesi günleri oruç tutmak ve Nevruz ve Mihrican günleri oruç tutmak ve bütün sene, her gün oruç tutmak ve konuşmamak şartı ile oruç tutmak mekrûhtur.

Allahü Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)