Muhterem Kardeşlerim…
Mushafı, Kur'an-ı Kerim öğretilmesine sebep olmak niyetiyle satmak caiz ve sevap olur. Aldığı para helal olur. Fakat böyle niyetin alameti mal oluş fiyatına yakın az bir kârla satmaktır. Geçimi başka kitaplardan sağlanıyorsa, mushafları kârsız satmalıdır! (Şir’a)

Mushaf, dini levha, ilmihal kitapları ticaret malı değildir. Emr-i Maruf için satılır. Çarşıda, pazarda satılmaz. Dükkanlarda rafa konur. Okumak, bereketlenmek için odaya asılır. Ziynet eşyası değildir. Dini levhaları ve diğer dini eserleri yere sermek onlara hakaret olur.
Efendim;
Kendisine Şeyh baba denilen biri, komşumuzun hanımına, “Kocandan çaldığın parayı bana getir. Ben haram parayı helale çeviririm” demiş. Şeyhin haram parayı helale çevirmek gibi bir yetkisi yoktur. Böyle kimseler sahte Şeyhtir. Kimi, “Namazı senden kaldırdım” diyor, kimi “Sizi kardeş yaptım” diyerek kadınla erkeğin halvetine zemin hazırlıyor. Zamane Şeyhlerinden uzak durmalıdır.

Bozuk kitap satmak

Kitapçılık yapıyorum. Din kitaplarını kâr gayesiyle satmak caiz olmadığını bildiğim için, dinî eser satmıyorum. Bazıları, “Sen esnafsın rızkın için her kitabı satabilirsin, günah olmaz” diyorlar. Bid’at ehlinin bozuk kitaplarını da satmak elbette günah olur. 
O söz; kasaba, “Rızkın için domuz eti satabilirsin” demeye benziyor. Hayra vesile olan hayır işlemiş olduğu gibi, şerre vesile olan da günah işlemiş olur. Mesela içki içen günaha girdiği gibi, içkiyi satan da, günaha girer. 
Bir Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“Şu on kişi lanetlenmiştir: Şarap için üzüm sıkan, sıktıran, içen, taşıyan, kendisine taşınan, dağıtan, satan, parasını yiyen, satın alan, kendisi için satın alınan.” [Tirmizi]

Bid’at işleyen, bid’ati yayan, onları himaye eden yani koruyan, kitaplarını satan da aynı günaha girer. Bir Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“Bid’at çıkarana da, onu himaye edene de lanet olsun! ” [Buhari]

Kimya-i Saadet kitabında deniyor ki: Dinle alay edenlere, yalan yanlış kitaplar yazarak dini yıkmaya uğraşanlara kâğıt satmak günahtır. (S. Ebediyye)

Bozuk kitap yazanlara kâğıt satmak günah olduğuna göre, bozuk kitapları satmak daha büyük günah olur. Doğru din kitaplarını ise, dine hizmet için kârsız satmak iyi olur.

Para kazanmak için din kitabı satmak

Kâr amacıyla dînî kitap satmak büyük günah olur. Dînî eser, dine hizmet niyetiyle neşredilirse, ücret de geçinilecek kadar alınırsa günah olmaz. Geçinmek için, dînî kitap yazıp satmak, dilenmekten daha büyük günahtır.

Malını müşteriye gösterirken tüccarın Allah demesi, Kelime-i Tevhid okuması günahtır. Bunları para kazanmaya alet etmek olur. (El-İhtiyar)

Müşteri çekmek için dükkânına dini levhalar asmak da, dini ticarete alet etmek olur.

Din kitaplarını ve Mushafları satmak, Kur’an-ı Kerim öğretilmesine, okunmasına sebep olmak niyetiyle olursa, caiz ve sevab olur, fakat böyle niyetin alameti, bunları maliyetine yakın, çok az bir kârla satmaktır. Başka geliri de varsa Mushaf’ı kârsız satmalı. Sadece kâğıt, işçilik ücreti ve masraflarını almak caizdir. (S. Ebediyye)

Dini alet etmek

Dini, politikaya veya herhangi bir çıkara alet etmek çok büyük günahtır; fakat dindar olan her politikacıyı ve her tüccarı da böyle sanmak yanlıştır. Müslümanlara suizan etmemelidir.

Dinimiz; temiz ahlak sahibi olmayı, merhameti, muhabbeti, büyüklere itaati, küçüklere şefkati emreden ve insanları doğru yola götüren, Allahü Teâlâ’nın razı olduğu yoldur. Dini, siyasete [politikaya] alet etmek yahut başka şahsi menfaatler için kullanmak, çok büyük bir günahtır. (H.L.O.İman)

Malını müşteriye gösterirken, tüccarın Allah demesi, Kelime-i Tevhid okuması günahtır. Bunları para kazanmaya alet etmek olur. Müşteri çekmek için dükkanına dini levhalar asmak da, dini ticarete alet etmek olur.

Gerek şahsi, gerek siyasi menfaat veya nüfuz sağlama işine din istismarı denir ki, bunun dinimizdeki adı riyadır. Koltuk kapmak, alkış toplamak, bir gurup insanı peşine takmak, herhangi bir menfaat gibi Allah rızasından başka niyetlerle yapılan her iş riya olur. Riya çok büyük günahtır. 
İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki: 
İyi bil ki, riya haramdır. Peygamber Efendimiz, “Ahir zamanda dünya menfaati için dini alet eden, gösteriş yapan, sözleri baldan tatlı kimseler çıkar. Bunlar kuzu postuna bürünmüş birer kurttur” buyurdu. (Tirmizi)

Din alet edilerek elde edilen mala şair lanet ederek der ki:

Lanet ola ol male [makama, şöhrete] ki,
Tahsiline anın ya din ola, ya ırz, ya namus ola alet.

Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)