Memleketimiz pek çok özellik ve güzelliğe sahip. Tarihimiz, kültürümüz, değerlerimiz, turizm ögelerimiz, insanımız, mimarimiz, müziğimiz, sosyal yapımız, yemeklerimiz ve daha birçok güzelliğimiz var. Bunların bir kısmı sadece Türkiye’de değil bütün dünyada biliniyor ve tanınıyor. Bir şehrin tanıtımı ebette çok çok önemli. Özellikle de bacasız sanayi olarak adlandırılan turizm açısından önemli.

Peki biz Şanlıurfa’yı tanıtmak derken bundan ne anlıyoruz? Daha çok neyimizi tanıtmaya çalışıyoruz? Bu tanıtımı nerede, nasıl yapıyoruz? Daha doğrusu tanıtmaya çalıştıklarımızı yeterince tanıyor muyuz? Öyle ya iyi tanımadığımız bir şeyi nasıl tanıtacağız? Pazarlamasını yapacağı ürünün detaylarını bilmeyen tezgahtar şaşkınlığı yaşamamız bundan belki. Yıllardır çiğköfte, ciğer ve sıra gecesinin çemberinden kurtulamayışımızı ancak böyle izah edebiliyorum.

Kötümser veya umutsuz değilim. Aksine iyi yapılanları, asıl zenginliklerimizi, evrensel özelliklerimizi görmek, tanımak ve bunları tanıtmak açısından yaklaşıyorum konuya. Bütün dinlerin atası olan Hz. İbrahim üzerinden giderek evrensel bir tanıtım yapabiliriz diyorum. Süryani, Ermeni, Bizans ve Roma, Arap, Kürt, Asur, Med, Keldani; Emevi, Abbasi, Selçuklu, Osmanlı medeniyetlerinin önemli izlerinin bu şehirde var olduğundan ve tanıtımlarımızın merkezine bu evrenselliği oturtmamız gerektiğinin altını çiziyorum. Cumhuriyet dönemi kazanımlarımız, sahip olduğumuz değerler, bütün zenginliklerimizi hep birlikte tanımak ve tanıtmak değil midir önemli olan?

Göbeklitepe, Karahantepe ve diğer tepelerimizin yeteri kadar bilinmesi, öğrenilmesi, tanınması ve tanıtılması gerektiğini söylüyorum. Çiğköfte ve ciğer dışında tanınması, bilinmesi gereken çok önemli lezzetlerimizin olduğunu bilmemiz ve bildirmemiz gerekir diyorum. Sade yağımızı, safkan Arap atlarımızı, mükemmel evlerimizi, eyvanlarımızı, hayatlarımızı tanıyalım ve tanıtalım diyorum.

Bir şehri hem de Şanlıurfa gibi çok çok özel bir şehri doğru düzgün ve gereği gibi tanıtabilmek için çok iyi tanımamız gerekiyor. Tanıtım faaliyetlerini çok ciddi koordine etmemiz gerekiyor. Bunun için öncelikle büyük düşünüp evrensel stratejiler üzerinde çalışmak ve ciddi bir yol haritası hazırlamak gerekir. Herkesin kendi kafasına göre bazı faaliyetler yapıp Şanlıurfa’yı tanıtıyorum demesi ile olmaz bu iş. Yaparsınız belki. Ahbap çavuşlar olarak birbirimizi de ağırlarız buralarda. Ama o kadar işte. Birkaç türkü, birkaç çiğköfte leğeni, biraz ciğer, bir de halay, o kadar…

Oysa Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeynel Abidin Beyazgül göreve seçildiği günden bu yana çok önemli adımlar atıyor. Şehrimizin tarihi siluetini ortaya çıkarmak ve değerlerimize sahip çıkmak için çok ciddi gayretler ve eserler ortaya koyuyor. Tebrik ve teşekkür ediyorum Zeynel Başkan’a. Çünkü günlük aktiviteleri ve çağın gerektirdiği tanıtım unsurları, sosyal medyayı ve yerel medyayı da ihmal etmeden yapıyor işini. Diğer taraftan da Şanlıurfa’nın kadim kültür değerlerini ve zenginliklerini yaşatmaya çalışıyor.

Haliliye Belediye Başkanımız Mehmet Canpolat ve Karaköprü Belediye Başkanımız Metin Baydilli ellerinden gelinin en iyisini yapmaya çalışarak ortak oluyorlar bu çabaya. İlçelerinde bir yandan kültürel faaliyetlere ve etkinliklere önem verirken diğer yandan da kalıcı olarak ne yapabilecekleri üzerinde yoğunlaşıyor önemli gayretler sergiliyorlar.

Ben yeni Valimizi de bu anlamda bir şans olarak görüyorum. Hızlı ve etkili bir tarzı var. Kültürel faaliyetler ve tanıtım kavramlarını da iyi biliyor. Popüler kültürün benim bahsettiğim asıl tanıtımın önüne geçmesine izin vermezse başarılı icraatlar yapılabilir. Vali Bey ve Valilik bu konuda gereken koordinasyonu sağlamalı, lokomotif Büyükşehir olmalı. Diğer belediyeler, kurum ve kuruluşlar, sivil toplum ve meslek örgütleri de bu katarın önemli vagonları olarak bu yolculukta yerlerini almalıdır.

İstanbul’a yapılan “Şanlıurfa Tanıtım Günleri” etkinliklerinin protokol açılışında Milletvekilimiz Gülender Açanal Hanım’ın Cumhurbaşkanımız tarafından temsilci olarak seçilip görevlendirilmesini isabetli ve anlamlı buluyorum. Gülender Hanım Şanlıurfa’yı her yönü ile bilen, tanıyan ve yaşayan eşraf bir ailenin temsilcisidir aynı zamanda. Bütün değer ve özelliklerimizi iyi bildiğine ve bu şehri iyi tanıdığını biliyorum.

Benim altını çizmeye çalıştığım bütün değerlerimizle evrensel bir tanıtım çalışmasında Gülender Hanımın da önemli katkıları olacağına inanıyorum. Bu konuda sorumluluk hisseden ve böyle bir tanıtımın gerekli olduğuna inanan herkesi görevi çağırıyorum.

Ben türkülerimize, sanatçılarımızın konserlerine, çiğköfte yapılmasına, halay çekilmesine, eğlenilmesine, belediyelerin böyle etkinliklerde stant açmasına, Ticaret ve Sanayi Odası gibi kurumlarımızın destek olmasına elbette karşı değilim. Sonuçta bu da bir iştir, etkinliktir. Ama bütün bunların Şanlıurfa gibi çok özgün bir kentin tanıtımı olarak zannedilmesinin ve böyle sınırlanmasının doğru olmadığını söylüyorum.

Sözümüz anlaşıldıysa mutlaka gereği yapılacaktır.