Muhterem Kardeşlerim…

Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.

Efendim;

Allah’a kavuşmanın ne demek olduğunu, Resulullah ve O’nun vârisleri şöyle açıklıyor:

Allah’a kavuşmayı inkâr etmek, dirilmeyi inkârdır, Cenneti, Cehennemi, yani ahireti inkârdır. Allah’ın manevi huzuruna çıkmayı inkârdır.

Likaullah yani Allah'a kavuşmakla ilgili bazı Âyet mealleri şöyledir:

“Köşeli parantez içindeki açıklamalar Beydavi, Celaleyn, Medarik, Kurtubi gibi muteber eserlerden alınmıştır.”

“Allah’a [Rahmetini umup azabından korkarak, Onun rızasına] kavuşmak isteyen, bilsin ki Allah’ın tayin ettiği o vakit [ahiret] elbette gelecektir.” [Ankebut 5]

(Kavuşma günü ahirettir.)

“Ey insan, sen Rabbine çalışıp çabalarsın, sonunda [ahirette] Ona kavuşacaksın.” [İnşikak 6]

“Hayır ve şer ne yaptıysan kıyamette onların karşılığına kavuşacaksın.” [Beydavi])

“Denilir ki: Bu güne [kıyamet gününe] kavuşacağınızı unuttuğunuz [inkâr ettiğiniz] gibi, biz de bugün [Kıyamet günü] sizi unuturuz [Cezalandırırız]. Yeriniz ateştir, yardımcılarınız da yoktur. [Sizi Cehennem azabından hiç kimse kurtaramaz]” [Casiye 34]

“Bu güne kavuşmayı unutmanızın [inanmayışınızın] cezasını şimdi görün. İşte biz de sizi unuttuk [Azaba maruz bıraktık], yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın!” [Secde 14]

(Ahiret gününe kavuşmayı inkârın, dirilmeyi inkâr olduğu bildiriliyor.)

“Allah'a kavuşmayı [dirilmeyi] yalanlayanlar, gerçekten hüsrana uğramışlardır. Kıyamet günü ansızın gelince onlar, günahlarını sırtlarına yüklenmiş olarak, ‘Dünyada yaptığımız kusurlardan dolayı yazıklar olsun bize’ derler. Bakın yüklendikleri günah ne kötüdür.” [Enam 31]

“-[Ölüp] toprakta kaybolduğumuz zaman, gerçekten biz yeniden yaratılacak mıyız- derler. Doğrusu onlar Rablerine kavuşmayı [dirilmeyi] inkâr ediyorlar.” [Secde 10]

(Allah’a kavuşmayı inkârın, dirilmeyi inkâr olduğu bildiriliyor.)

“Sabır ve namazla Allah’a sığınıp yardım isteyin; Rablerine kavuşacaklarına, O’na döneceklerine inanan ve Allah’tan korkanlardan başkasına namaz elbette ağır gelir.” [Bekara 45,46]

(Allah’tan geldik, O’na döneceğiz Âyetinde olduğu gibi, burada da O’na dönmekten kasıt dirilmektir, Ona kavuşmak da manevi huzuruna çıkmaktır.)

“İstikbal [ahiret] için hazırlıklı olun, Allah'tan sakının. O’na, hiç şüphesiz kavuşacağınızı [dirilerek manevi huzuruna çıkacağınızı] bilin, bunu inananlara müjdele.” [Bekara 223]

“Allah’a [O’nun rahmetine, yardımına] kavuşacağını bilenler ise: ‘Nice az topluluk çok topluluğa Allah’ın izniyle üstün gelmiştir, Allah sabredenlerle beraberdir’ dediler.” [Bekara 249]

“Allah, bütün işleri idare eder, Âyetleri tafsilatlı olarak beyan eder, tâ ki Rabbinize kavuşacağınızı kesin olarak bilesiniz.” [Rad 2]

(Öldükten sonra dirilmek ve ahiret hayatı var.)

“Allah’ın Âyetlerini ve O’na kavuşmayı inkâr edenler, rahmetimden ümitlerini kesenlerdir. Onlar için acıklı azap vardır.” [Ankebut 23]

“Kendi kendilerine, Allah’ın, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları ancak hak olarak ve belli bir süre için yarattığını hiç düşünmediler mi? İnsanların birçoğu, Rablerine kavuşmayı gerçekten inkâr ediyorlar.” [Rum 8]

(Ölümden sonra dirilmeyi inkâr edenler var deniliyor.)

“Elbette onlar [kâfirler] Rablerine kavuşma [öldükten sonra dirilme] konusunda şüphe içindedirler.” [Fussilet 54]

(Burada da Allah’a kavuşmak dirilmek demektir.)

“Allah onları toplayacağı günde, sanki onlar dünyada gündüz bir parça kalmışlar da aralarında tanışıyorlarmış gibi olacak. Allah'ın huzuruna çıkacaklarını inkâr edip de, hidayete kavuşmayanlar, elbette en büyük ziyana uğramış olacaklardır.” [Yunus 45]

“Rabbine [Ahirette Onun rızasına] kavuşmayı arzu eden kimse, salih amel işlesin ve Rabbine kullukta hiçbir şeyi ortak koşmasın.” [Kehf 110]

Şimdi de Allah’a kavuşmak hususunda Resulullah Efendimizin açıklamalarına bakalım:

“Hastalıktan dolayı sızlayan mümine hayret ederim. Eğer hastalıktaki mükâfatı bilseydi, ölüp, Allah’a kavuşuncaya kadar hasta kalmak isterdi.” [Taberani]

“Allahü Teâlâ’ya ihlâsla ibadet eden ve şirk koşmadan Ona mülaki olana [kavuşana] Cennet Vacib olur. Allah’a şirk koşarak mülaki olana da Cehennem vacib olur.” [Hâkim]

"Demek ki kâfir olan da Allah’a kavuşuyor, yani diriliyor.)

“Müslüman’ın her iyiliği için, on katından yedi yüz katına kadar sevap yazılır. Her günahı için ise bir misli yazılır. Allah’a kavuşuncaya [kıyamete] kadar böyle devam eder.” [Müslim]

“Bir tüccar, alacaklarını tahsil eden adamına, “Borcunu veremeyecek fakirden alma, onu hoş gör” derdi. Allah’a kavuşunca [ahirette], Allah da onu hoş görüp, affetti.” [Buhari]

“Mümin için, Allah’a kavuşmadan [ölmeden], rahat yoktur.” [Müslim]

“Bir Müslüman, ‘Sübhanallahi ve Bihamdihi ve Estagfirullah ve Etübü İleyh’ derse, bu söz arşa asılır ve o kimse Allah’a kavuşuncaya [ahirete] kadar sahibinin işlediği hiçbir günah onu silmez ve o, söylediği gibi mühürlü olarak kalır.” [Taberani]

“Bela müminin bedeninde, malında ve evladında devam eder. Tâ ki üzerinde hiç bir günah kalmadan Allah’a kavuşuncaya [ahirete] kadar.” [Hâkim]

“En çok gıpta edilen mümin, yükü hafif olan, namazını doğru kılan, Allah’a kavuşuncaya [ahirete] kadar kendisine yetecek az rızka sabreden, kulluk vazifesini güzel bir şekilde yerine getiren, halk arasında fazla tanınmayan, musibeti dünyada iken verilen, mirası ve ardından ağlayanı az olan kimsedir.” [Tirmizi, İbni Mace]

“Allah’ım, sana kavuşana [ahirete] kadar dünyadan ihtiyaç bağlarımı kopar.” [Ebu Nuaym]

“Hiç kimsenin bende bir hakkı olmadığı halde Rabbime kavuşmak isterim.” [Ebu Davud]

“Allahü Teâlâ, kıyamette Müslümanlara, ‘Bana kavuşmayı arzu eder miydiniz?’ buyurur. Onlar, ‘Evet’ derler. Allahü Teâlâ, ‘Niçin’ diye sorar. Onlar, ‘Affını umardık’ derler. Allahü Teâlâ, ‘Ben de sizi affettim’ buyurur.” [İ. Ahmed]

“Allahü Teâlâ buyurdu ki: Oruçlunun iki sevinci vardır. Biri iftar zamanı, diğeri orucu ile bana kavuştuğu zaman.” [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]

“Her gün bir öncekinden kötü olur. Rabbinize kavuşana [kıyamete] kadar böyle devam eder.” [Buhari]

“Allahü Teâlâ buyurdu: Bana kavuşmak isteyen kuluma ben de kavuşmak isterim. Bana kavuşmaktan hoşlanmayandan ben de hoşlanmam.” [Buhari, Müslim, Tirmizi, Darimi]

Âişe Validemiz bildirir:

Resulullah, “Kim Allah’a kavuşmak isterse, Allah da ona kavuşmak ister. Kim Allah’a kavuşmak istemezse, Allah da ona kavuşmak istemez” buyurdu. [Âişe Validemiz, Allah’a ancak ölmekle kavuşulacağını bildiği için] Ya Resulallah, ölümü sevmediği için mi kavuşmak istemez? Eğer öyle ise hepimiz ölümü sevmeyiz, dedim.

Resulullah buyurdu ki:

“Hayır, öyle değil. Mümine Allah’ın rahmeti, rızası ve Cenneti müjdelendiği zaman Allahü Teâlâ’ya kavuşmak ister [ölüm ona kötü gelmez]; işte o zaman Allah da ona kavuşmak ister. Kâfire Allah’ın azabı, gazabı haber verildiği zaman Allah’a kavuşmaktan hoşlanmaz; Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz.” [Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai, İbni Mace]

Bu Hadis-i Şeriflerin hepsi de, Allah’a kavuşmanın, dirildikten sonra Allah’ın manevi huzuruna çıkmak olduğunu bildirmektedir. Tek istisnası yoktur.

Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)