Muhterem Kardeşlerim…

İçkici biri, “Okuduğum meallere göre, Nahl sûresinde, içki tavsiye ediliyor. Bir de, İnsan sûresinde, Cennette temiz şarap içileceği yazılıdır. O Âyette, ‘Şaraben tahura’ deniyormuş. Şarap haram olsa, temiz denmez, Cennette olmaz. Ben bu Âyetlere uyarak içiyorum” diyor.

Efendim;

O kimse, alay etmek için söylüyordur. Alay değilse, meal okumakla öyle anlamışsa, meal okumanın zararı burada da açıkça görülüyor. Bildirilen Âyet, içki haram edilmeden önce Mekke'de inmiştir. Daha sonra içki haram edilmiştir.

O Âyetin meali:

“Hurma ağaçlarının meyvesinden ve üzümlerden de seker [içki, sirke, şıra] ve güzel bir rızık edinirsiniz. İşte bunda da, aklını kullanacak bir kavim için bir Âyet [ibret] vardır.” [Nahl 67]

Tefsirlerde bildirildiğine göre, bu Âyette bildirilen "seker"in zamanla yasak edileceğine işaret vardır. Ondan önceki Âyetin meali şöyledir:

“Süt veren hayvanlarda size bir ibret vardır. Size, onların karnındaki işkembe pisliği ile kan arasından kandan meydana gelen ve kolayca içilebilen [içinde şeker, yağ ve mineral maddeler vesaire bulunan] tertemiz bir süt içiriyoruz.” [Nahl 66]

Bu Âyetteki, işkembe pisliği ve kandan halis süt meydana gelmesi dikkat çekicidir. Bu bakımdan seker, güzel bir nimet değildir. Bir de seker kelimesine, şıra, sirke gibi mânâlar da verilmiştir. (Beydavî Şehzade haşiyesi)

Eğer seker nimetse, şıra, sirke ve pekmez için söylenmiştir. İbni Abbas hazretlerinin rivayetine göre, seker, Habeş dilinde sirke demektir. (İtkan-İmam-ı Süyûtî)

Nahl sûresindeki güzel rızık için, “Yaş ve kuru hurma, yaş ve kuru üzüm, sirke, pekmez ve çeşitli tatlılar” denmiştir. (Celaleyn)

Hurma, üzüm gibi gıdalardan hem faydalı, hem zararlı rızıklar yapılabilir. İçki haram edilmeden önce inen bir Âyet meali şöyledir:

“Sana içki ve kumarı soranlara de ki: - Onlarda hem büyük günah, hem insanlar için faydalar vardır. Günahları ise faydalarından daha büyüktür.-” [Bekara 219]

Cennet ehli için, “Orada tertemiz şarap içerler” buyuruluyor. (İnsan 21)

Cennet ehline verilecek olan, “Şeraben tahura” diye buyurulan temiz şaraptan maksat, temiz bir içecektir. Türkçesi şurup, meşrubattır. Türkçede şarap alkollü içkidir. Kur'an-ı Kerimde, hamr denilen alkollü içkilerin haram olduğu bildiriliyor.

Bir Âyet-i Kerime meali:

“Ey inananlar, hamr [alkollü içki], kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir, bunlardan kaçının ki saadete eresiniz.” [Maide 90]

Meallere bakarak Âyetlere mâna vermek yanlış olur. Peygamber Efendimiz nasıl bildirmiş ve yetkili İslâm Âlimleri nasıl açıklamışsa, sadece onu nakletmeli, kendi anlayışını yazmaktan kaçınmalı.

Bu konudaki Hadis-i Şeriflerden birkaçı şöyledir:

“İçkinin haram olduğuna dair kesin hüküm indi.” [Müslim]

“İhtimar [alkol teşekkül] etmiş her içki haramdır.” [Ebu Davud]

“Çoğu sarhoş eden içkinin, azını da içmek haramdır.” [Nesaî]

“Rabbim izzeti üzerine yemin etti ki, bir kul dünyada hamr [alkollü içkileri] içerse ona Kıyamette muhakkak Cennet şarabını haram kılar. Bir kul da hamrı [içkiyi] terk ederse Allah da ona muhakkak Cennet şarabından içirir.” [Ebu Nuaym]

“Biz ona son verdik, ya Rabbi”

Alkollü içkilerin yasak, haram edilmesinin Hazreti Ömer ile bir alakası, ilgisi konusunda, Menâkıb-ı Çihâr Yâr-i Güzîn kitabında şöyle anlatılmaktadır:

“İçkinin haram olduğunu bildiren Âyet-i Kerimeler nazil olmadan önce Abbâd bin Sâmit bir ziyafet verir. Müslümanlardan birkaç kişiyi de davet eder. Yemekleri yerler ve içki de içerler. Sonra kendi soylarını öven şiirler söylemeye başlarlar ve aralarında tartışma çıkar. Bu durumu Peygamber Efendimize bildirirler. O anda Resûlullah Efendimizin yanında bulunan Hazret-i Ömer;

-Ya Rabbi, bize içki hakkında kesin emrini bildir, diye niyazda bulunur. Bunun üzerine Mâide sûresinin 90. ve 91. Âyet-i Kerimeleri nazil olur.

Bu Âyet-i Kerimelerde mealen;

“Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar, kumar okları, pistir, şeytan işidir. Bunlardan sakınınız ki, felah bulasınız. Şeytan içki ve kumar ile aranızda düşmanlık, buğuz meydana getirmek ister. Böylece Allah’a ibadetten ve bilhassa namazdan alıkoyar. O hâlde onlara artık son vermez misiniz” buyurulur.

Bu Âyet-i Kerimeleri dinleyen Hazret-i Ömer;

'Biz ona son verdik, ya Rabbi' der...”

Abdülazîz Revvâd hazretleri başından geçen ibret verici bir hadiseyi şöyle anlatmıştır:

“Medine-i Münevverede idim. Bir gece Mescid-i Nebiye gidiyordum. Bir kadın telaşla bana yaklaşıp;

-Ey efendi, şurada bir hasta var, can çekişiyor, ölmek üzere. Yanında bir erkek yok ki, ona Kelime-i Şehadeti telkin etsin, söyletsin! dedi. Ben de hemen oraya gittim. Ölmek üzere olan adama, Kelime-i Şehadeti söyletmek için uğraştıysam da o, bir türlü söyleyemedi. Bir ara gözlerini açıp; -Kaç defadır bunu söyle diyorsun. Fakat ben söyleyemiyorum. Ben İslâm dininden yüzümü çevirmişim-, dedi ve sonra öldü... Daha sonra bu adamın kim olduğunu ve hâlini araştırdım ve bana; -Bu adam devamlı içki içerdi- dediler. Kendi kendime, Peygamber Efendimizin; ‘Şarap içmeyi âdet eden, vesene, puta tapan gibidir’ buyurması elbette doğrudur, dedim...”

Allahü Teâlâ, yiyecek ve içeceklerden bazılarını helal ettiği gibi, bazılarını da haram, yasak etmiştir. Haram edilen şeylerin yenilip, içildiği yerlere, fıkıh kitaplarında, Fısk meclisi denmektedir. Dinimiz, haram işlemekten ve haram, günah işlenen yerlerden uzak durmayı emretmektedir.

Alkolün azı da haramdır

Bazı kimseler, alkollü içkilerin az içilmesinin haram olmadığını söylüyor. Konu ile alakalı olarak Rıyâd-un-Nâsihîn kitabında buyuruluyor ki:

Hadîs-i Şerifte; “Çok içildiği zaman sarhoş eden şeyin, az içilmesi de haramdır’ buyuruldu. Bu Hadîs-i Şerifi, Zevâcir ve Künûzüddekâık kitapları da yazmaktadır.

Bir Hadîs-i Şerifte buyuruldu ki; “Şarap içmek, büyük günahların en büyüğüdür. Bütün kötülüklerin anasıdır, başıdır. Şarap içen, namaz kılmaz. Anası ile, halası ile, teyzesi ile zina eder.”

Bir Hadîs-i Şerifte; “Şarap içen ile arkadaşlık etmeyiniz! Cenazesine gitmeyiniz! Buna kız vermeyiniz ve onun kızı ile evlenmeyiniz! Muhakkak biliniz ki, şarap içen kıyamet günü, mezardan yüzü kara, gözleri mavi olarak kalkar. Dili sarkmış, pis kokulu olur. Herkes, bunun pis kokusundan kaçar” buyuruldu.

Bir Hadîs-i Şerifte; “Şarap içen Cennete girmez” buyuruldu. Ehl-i Sünnet mezhebine göre, büyük günah işleyen kâfir olmaz, imanı gitmez. Bu Hadîs-i Şeriflerin manası; helal diyen veya kalbi, bunu kötü bilmeyen kimse demektir. Yahut, şarap içmeyi âdet edinen kimse, tevbe etmeden ölürse, son nefeste imanı gider demektir. İmanla gitmek isteyen, şarap içmemelidir. Şarabı içene, getirene, taşıyana, hazırlayana, satana ve imal edene, Allahü Teâlâ ve Resûlü lanet eder. Şarap satanın aldığı para haram olur. Dünyada belalardan kurtulmaz. Sarhoş iken kıldığı namazları sahih olsa da, kabul olmaz, yani sevabı olmaz.

Bir Hadîs-i Şerifte; “Şarap içmeyi âdet eden, vesene tapan gibidir” buyuruldu.

Tıp kitapları aynen İslam Âlimleri gibi bildirmektedir. Yani bir şey mesela kafein, tein, nikotin gibi şeyler kimilerine zarar veriyor, kimilerine vermiyor. Zarar verenlere elbette haramdır. Ama zarar vermeyenlere haram demek dini değiştirmek olur.

Tütün de zarar vermeyen kimselere mubahtır. (El-Ukudüddürriyye)

Allahu Teâlâ cümlemizi kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)