Muhterem Kardeşlerim…

Kurban ne zamana kadar kesilebilir konusunda maddeler hâlinde bildirelim:

1- Kurban, Bayramın ilk günü bayram namazından itibaren üçüncü günü, güneş batıncaya kadar kesilir. Cuma kılınmayan küçük köylerde, fecirden sonra, Bayram Namazından önce de kesilebilir. Gece kurban kesmek, caizse de mekruhtur. Şafii’de, bayramın dördüncü günü de, kesilebilir.

2- Nafile, akika ve adak hayvanı, her zaman kesilebilir, ama bayramda kesilmesi iyi olur.

3- Bayram, cumaya rastlasa da, yine kurban, bayram namazı kılındıktan sonra kesilir.

4- Kurban Bayramı’nın üçüncü günü fakir olacağını veya sefere çıkacağını bilene, bayramın birinci ve ikinci günü kurban kesmek vacib değilse de, keserse vacib olarak eda etmiş olur.

5- Fakir, bayramın ilk günü kurban kestikten sonra, 3. günü zengin olsa, iade gerekmez. Vacib yerine gelmiş olur. 3. günü zengin olacağını bilenin de, ilk günü kurban kesmesi caizdir.

Efendim;

Gece kurban kesmek mekruhtur. İhtiyaç veya zaruret olmadan kesilmez. Gündüz kesme imkanı bulunamamışsa, ertesi günü kesme imkanı da yoksa gece kesmek caiz olur.

Kurban, üçüncü günü akşam ezanına kadar kesilir. Daha sonra kesilmez. Bu vakte kadar herhangi bir sebeple kesilememiş olan kurbanı kesebilmek için Şafii mezhebi taklit edilerek gece veya ertesi gün yani dördüncü gün de kesilebilir. Böyle durumlarda mekruh da olmaz. Ancak, bir ihtiyaç olmadan Şafii mezhebi taklit edilemez.

Kurbanlarını şehirde kesenlere, bayram namazından sonra kesmek vacib olur. Bayram namazdan evvel kesmeleri caiz değildir. Üçüncü günü güneş batıncaya kadar kesebilirler. Köylerde oturanlar, kurbanlık hayvanlarını fecirden sonra, bayram namazından önce de kesebilirler. Bayramın ikinci günü kesmek ise, ihtiyatlı olur.

Kurbanın kesildiği günler

Kurban, Zilhicce ayının onuncu günü bayram namazından sonra başlayıp, onikinci günü güneş batıncaya kadar devam eden üç gün ve aralarındaki iki gecede kesilen deve, sığır, koyun veya keçidir. Bildirilen bu üç günden önce veya sonra kesilen hayvan, kurban olmaz. Bir deveyi veya sığırı yedi kişiye kadar birkaç kimse ortaklaşa kesebilir. Koyun ve keçiyi bir kişi kesebilir. Kadın da, kendi kurbanını ve vekil olarak başkasının kurbanını kesebilir.

Kurban denilirse Kurban Bayramında kesmek gerekir. Çünkü İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki:

Kurban, dinimizin bildirdiği özel bir vakitte kesilen hayvanın adıdır, onda vakti kaldırmak söz konusu olmaz. O hâlde “Şu hayvanı kurban edeceğim” diye adadığı takdirde, onu o vakitte, yani bayram günü kesmesi gerekir. Yoksa adağını yerine getirmiş olmaz; çünkü kurban kesim günleri geçtikten sonra, artık ona kurban denilemez. Kurban vakti çıktıktan sonra onu canlı olarak bir fakire tasadduk eder; ama bunun aksine, falan vakitte [mesela Şaban ayında] bir koyun kesilmesini adasa, vakti zikretmesi geçersizdir. İstediği ayda kesebilir.

Bundan dolayı Hanefi Âlimleri, adakta yer ve zamanın tayinini geçersiz saymışlardır. [Mesela Cuma günü Sultanahmet’teki bir fakire bir altın sadaka vereceğim dese, başka gün başka yerdeki fakire bir altın verebilir.] Ama kurban bunun aksinedir; çünkü vakit, kurbanın mefhumundan bir parçadır. O zaman kurbanda vakte itibar etmek gerekir.]

Biri bir hediye kurbanı adasa, durum farklı olur. Hedy, Harem-i Şerifte kesilmek üzere gönderilen kurbanın ismidir. Kurban ise, bayram günlerinde kesilen hayvanın ismidir. Eğer hedy Harem-i Şerifte kesilmezse Hedy ismi; Kurban, Bayram günlerinde kesilmezse, kesilen o hayvanda kurban ismi bulunmamış olur; çünkü fakihler demiştir ki, bu kimsenin bu adaktan kurtulması için onu ancak haremde kesmesi ve tasadduk etmesi gerekir.

Eğer bir kimse Mekke’nin fakirlerine verilmek üzere bir miktar para adamış olsa, o kimse Mekke fakirlerinden başkasına da onu tasadduk edebilir. Hedy, kurbanı Mekke’ye hediye edilen, orada kesilip tasadduk edilen hayvana denilir. O zaman yer, bunun mefhumunun bir parçası olmuş olur. Zamanın kurbanın bir parçası olması gibi. Hedy olarak adadığı bir hayvanı Mekke dışında kesip tasadduk etse, adadığını yerine getirmiş olmaz.

Mekke’de para sadaka vermeyi adamak bunun aksinedir; çünkü yer, para mefhumunun bir parçası değildir. İster Mekke'de tasadduk etsin, ister başka yerde. Hedy bunun aksinedir. Harem-i Şerifte kesilmesi gerekir. Kurban denilince de hayvanı kurban kesmek gerekir. (Redd-ül-muhtar)

Geçen yılın kurbanı

Bir ineğe ortak olan 7 kişinin bir kısmı o yılın kurbanına, bir kısmı da geçen yılın kesmediği kurbanına niyet etse, kestikleri kurban sahih olup olmayacağı konusunda İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:

Biri aynı yılın kurbanını, diğerleri ise, geçmiş yılların kurbanını murat etseler, aynı yılın kurbanını irade edenin kurbanı caiz, diğerlerininki bâtıldır. Çünkü diğer ortaklarınki nafile olur. Bu kurbanın etinin tamamını tasadduk etmeleri gerekir. Çünkü onun hissesi de hayvanın etine dahildir. Haniye'de de böyle bildirilmiştir. (Redd-ül muhtar)

Yukarıdaki durum, geçmiş yılların kurbanı olduğu bilindiğine göre böyledir. Bilinmezse, geçen yılın kurbanına niyet edenler, öğrendikleri zaman tevbe ederler. Geçmiş yıllarda kesmedikleri kurbanlarının bedelini bir veya birkaç fakire altın olarak verirler. Adak hayvanı da 7 kişilik kurbana ortak edilebilir.

Allahu Teâlâ cümlemizi dinimiz İslam’ın vecibelerini yerine getiren kullarından eylesin. (Amin)